415

69, 70, 74, 110, 118, 123, 127, 128, 129, 130, 131, 133, 178, 196, 200, 221, 225, 235, 242, 243, 264, 303, 311, 338, 340, 354.

102 — FEHÎM-İ ARVÂSÎ: Seyyid Muhammed Fehîm bin Abdülhamîd Efendi, 1241 de tevellüd, 1313 [m. 1895] de vefât etdi. Vâlidesi Âmine hânımdır. Van vilâyetinin, Müks kazâsının Arvâs köyündendir. Za’îf idi. Uzun boylu idi. Sakalı ne uzun, ne kısa idi. Burnunun ortası yüksekçe idi. Alnı geniş idi. Buğday renginde idi. Dişleri noksan değil idi. Sarığı büyük idi. Elbisesi, beyâz basmadan, üç etekli bir entâri idi. Mâvi veyâ yeşil cübbe giyerdi. Çorabları yünden idi. Deriden pabuçları vardı. Son zemânlarında gözlükle okurdu. Gözleri siyâh idi. Saçlarının çoğu beyâz idi. Kaşları orta idi. Ömrünün sonuna kadar hayvana binerdi. Son zemânlarında sarığını taşıyamıyacak kadar za’îf idi. Nemâzda âbânî sarardı. Şevvalin ondördüncü günü vefât etdi. Uzun boylu olduğundan mezâr taşı uzun yapılmışdı. Ermeniler, taşının ikisini de kırmışlar. Heybetli idi. İnsan, gölgesinden korkardı. Gölgesini gören, Allahın sevgili kulu olduğunu anlardı. Zemânında ve Van vilâyetinde benzeri yok idi. Her nev’ ilmi hattâ zırâ’ati ve san’atları, siyâsal bilgileri pek iyi bilirdi. İlmi, Allahü teâlânın vergisi idi. Van vâlîsi çözemediği işlerini, gelip sorar ve çözerdi. Ömründe bir nemâzı cemâ’atsız geçmedi. Bir teheccüdü kaçırmamışdır.

Din ve dünyâ bilgilerini medresede okurken, bir yandan da, Doğu Anadolunun kutbu olan, insân-ı kâmil seyyid Tâhâ-i Hakkârînin teveccühünü kazanmakla şereflenmişdi.

Mutavvel okumak için, Şemdinandaki Rehberinin yanından ayrılarak, Muşda Bulanık kazâsının Âbiri köyüne gitdi. Rehberi, ayrılırken kendisine (Ders okurken anlıyamadığın birşey olursa, bana râbıta et! Beni gözünün önüne getir!) buyurmuşdu. Hocası molla Resûl-i Sıbkîden Mutavveli okurken, bir yeri anlıyamadı. Hocası tekrâr anlatdı. Anlıyamadığı yerin açıklanmasını diledi. Molla Resûl, cümleyi birkaç kerre okudu. (Bugün yoruldum, yarın anlatırım) dedi. Ertesi gün okuyup yine açıklıyamadı. Hocası, tekrâr tekrâr okumakda iken, seyyid Fehîm “rahmetullahi aleyh” gözlerini kapayıp, Rehberini gözünün önüne getirdi. Seyyid Tâhâ, elinde bir kitâb ile göründü. Kitâbı, seyyid Fehîmin önüne açdı. Mutavvelin o sahîfesi idi. O satırları açık olarak okudu. Seyyid Fehîm, merakla dikkat ediyordu. O cümlenin arasında bir vav-ı âtıfa [ve] fazla okumuşdu. Seyyid Tâhâ gayb olunca, seyyid Fehîm gözlerini açdı. Molla Resûlün o satırları okuyup, düşünmekde olduğunu gördü. İzn isteyip, bir de kendi okudu. Üstâdından duyduğu gibi bir [ve] ekliyerek okudu. Hocası bunu işitince, (Ma’nâ şimdi belli oldu) dedi. Her ikisi de iyi anlamışdı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.