415

Kitâb beşyüzyetmiş sahîfe olup, dörtyüzelli sahîfesi ibni Teymiyyeyi ve vehhâbîleri red etmekde, geri kalan yüzyirmi sahîfesi de Eshâb-ı kirâmın üstünlüklerini, hazret-i Mu’âviye ile Amr bin Âs hazretlerinin yüksekliklerini ve islâmiyyete hizmetlerini bildirmekdedir.

(Câmi’ul-ezher) profesörlerinden allâme şeyh Alî Muhammed Beblâvî Mâlikî ve Allâme şeyh Abdürrahmân Şerbînî ve şeyh Ahmed Hüseyn Şâfi’î ve şeyh Ahmed Besyânî Hanbelî ve ârif allâme Süleymân Şübrâvi Şâfi’î ve şeyh Abdülkâdir Râfi’î ve ayrıca Mısr Baş müftîsi allâme Bekrî Muhammed Sadefî Hanefî ve müderris allâme Muhammed Abdülhayy Ketânî İdrisî Fâsî ve allâme seyyid Ahmed beğ Şâfi’î ve Fâdıl Allâme şeyh Sa’îd-i Mûcî Şâfi’î ve allâme şeyh Muhammed Halebî Şâfi’î ve dahâ birçok Ehl-i sünnet âlimleri, (Şevâhid-ül-hak) kitâbını beğenmişler, uzun yazıları ile övmüşlerdir.

(Şevâhid-ül-hak) kitâbında, Vehhâbîlerin mutlak ictihâd her zemân vardır demelerinin yanlış olduğunu ve Resûlullahı ve bütün Evliyânın mezârlarını ziyâret için uzak yerlerden gitmenin meşrû’ olduğunu ve Resûlullah ile, Evliyâ ile Allahü teâlâya istigâsenin meşrû’ olduğunu ve dört mezheb âlimlerinin ibni Teymiyye bid’atlerine karşı yazılarını uzun bildirmekdedir. Beşinci bâbında, Ahmed ibni Teymiyyenin bid’atlerini savunan üç kitâbdan parçalar almakda, bunları âyet-i kerîmelerle ve hadîs-i şerîflerle çürütmekdedir. Bu üç bozuk kitâb, ibni Kayyım-ı Cevziyyenin (İgâsetül-lehfân) ve ibni Abdül-Hâdinin(Firredd-i ales-Subkî) ve Nu’mân Âlûsî Bağdâdînin (Cilâ-ül-ayneyn fî muhâkeme-til-Ahmedeyn) ismi ile İbni Hacer hazretlerine karşı yazdığı kitâblardır. Bu üç kitâbın haksız ve Ehl-i sünnete muhâlif olduklarını isbât etmekdedir.

Vehhâbîlerin temel kitâbları olan (Feth-ul-mecîd) kitâbının ikiyüzellidokuzuncu [259] sahîfesinde, imâm-ı Zeynel-âbidîn Alî hazretlerinin, bir kimseyi Resûlullahın kabri yanına gelip düâ etdiğini görünce, buna mâni’ olduğunu ve (Bana salât okuyunuz! Her nerede olursanız, verdiğiniz selâm bana ulaşdırılır) hadîsini okuduğunu yazıyor. Hâdiseyi yanlış anlatarak, (Buradan anlaşılıyor ki, düâ ve salât okumak için kabr yanına gitmek yasak edilmişdir. Bu, kabri bayram yeri yapmanın bir kısmıdır. Mescid-i Nebîye nemâz kılmak için giren kimsenin, selâm vermek için kabrin yanına gitmesi yasakdır. Eshâbın hiçbiri böyle yapmadı. Böyle yapanları da men’ etdiler. Peygambere ümmetinin yalnız okudukları salât ve selâm bildirilir. Başka işleri bildirilmez) diyor. Buna mâni’ olmak için Süûd hükûmetinin, Mescid-i Nebî içine (Hucre-i se’âdet) yanına asker koyduğunu da, ikiyüzotuzdördüncü [234] sahîfesinde yazıyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.