481

Bu kadar açık yalan ve iftirâya doğrusu çok şaşılır. Hangi fıkh âlimi, düşünmeği, araşdırmağı ve delîl aramağı yasak etmiş? Hangi müslimân, bunlara düşman imiş? Bir misâl vermesini dilerdik. Kitâbın başından beri hangi yalanına, hangi iftirâsına delîl gösterdi de, şimdi gösterecek. Delîl aramanın düşmanı, dinde reformcunun tâ kendisidir. Kısa görüşü ile, bozuk mantığı ile, tasarladıklarını din bilgisi olarak ortaya atan kimseden, düşünme, delîl istemek de, mantıksız olur. Böyle kimseye karşı, (Ve mâ cevâb-ül ahmak-ı illes sükût) diyerek, susmak gerek ise de, gençleri bunun zararından korumak için, kısaca cevâb vermek lâzım olmakdadır. Bütün fıkh âlimleri “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, mukallidin delîl aramasına lüzûm yokdur diyor. Çünki, Tâbi’înden yeni îmân edenler, herşeyi Eshâb-ı kirâmdan sorup yaparlardı. Hiç delîl istemediler. Delîl aramağı yasak eden de hiç yokdur. Bunun için mezheb imâmlarının hepsi, delîllerini uzun yazmışlar. Arzû edenlerin arayıp bulmalarını kolaylaşdırmışlardır.

29 — Yine diyor ki, (Câhiller, ilk asr müslimânları gibi bilmedikleri mes’eleleri, güvendikleri kimseye sorar, bununla ilgili âyeti veyâ hadîsi öğrenir. Bunun ma’nâsı ile amel eder).

Hey Allahım! Bu ne ilm? Bu ne mantık? Evet, Eshâb-ı kirâm “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” böyle yaparlardı. Çünki hepsi Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” sohbetinde yetişip, mezheb imâmlarından da üstün oldular.(Eshâbımın hepsi gökdeki yıldızlar gibidir. Hangisini taklîd ederseniz, hidâyete kavuşursunuz!) hadîs-i şerîfi ile medh ve senâ olundular. Hepsi murâd-ı ilâhîyi anlardı. Kitâbda ve Sünnetde açık bildirilmemiş olan mes’ele için de, âyetden veyâ hadîsden delîl arayıp, bulup ictihâd ederek, hükmünü çıkarırlardı. Birbirlerini taklîd etmeleri lâzım ve câiz değildi. Mezheb imâmlarımız da, Eshâb-ı kirâmın yapdıklarını yapdılar. Onlar gibi delîl arayıp buldular. Bundan hükm çıkardılar. Böylece, amelde mezheblere ayrıldılar. Bu sûretle, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” emrini yapmış oldular. Çünki, Resûlullah, (Eshâbıma tâbi’ olunuz) buyurmuşdu. Tâbi’înden yeni îmâna gelenler, Eshâb-ı kirâmdan delîl istemedikleri için, bizim gibi câhillerin de, mezheb imâmlarından delîl istememiz lâzım değildir. Biz, Allahü teâlânın emrlerini, mezheb imâmlarının kitâblarından okuyup öğreniyoruz. Bu kitâblar, Kur’ân-ı kerîmin açıklamalarıdır. Câhil bir köy çobanını, Eshâba benzeterek, her zemân şehre gelip, âyet ve hadîs aramasını ve bunlara kendinin ma’nâ vererek ictihâd yapmasını taleb eden bu şaşkın din adamına bakınız!

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.