Nazar ve istidlâl yolu ile Nassdan hükm çıkaracak dereceye yükselince, kendi ictihâdına tâbi’ olması lâzımdır. İmâm-ı Ahmed bin Hanbelin, ilminizi imâmlarınızın aldıkları kaynakdan alınız. Taklîdcilikde kalmayınız sözü, böyle olduğunu göstermekdedir. Abdülmelik bin Ebû Muhammed-ül-Cüveynî, (vefâtı 478 [m. 1085]), (Muhît) kitâbında, (Gücü yetenlerin, dört mezhebde azîmet olan yolda bulunmaları (Vera’) ve (Takvâ) olur. Çok iyi olur. Âciz olanların dört mezhebin ruhsatlarını yapması câiz olur. Fekat ruhsat için, o mezhebdeki şartlarına ri’âyet etmesi lâzımdır) buyurdu.
İmâm-ı Süyûtî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki, (Müctehid iki dürlü olur: Müctehid-i mutlak ve müctehid-i fil mezheb. Müctehid-i fil mezheb olan âlim, kendi mezheb imâmına uymaz. Kendi re’yi ile fetvâ verir. Fekat delîlleri mezheb imâmının kâidelerine göre arar. Bu kâidelerin dışına çıkamaz. Dört mezheb imâmından sonra, mutlak müctehid hiç yetişmedi. Ya’nî, hiçbir âlim mutlak müctehid olduğunu iddi’â etmedi. Yalnız, Muhammed Cerîr-i Taberî bu iddi’âda bulundu ise de, hiçbir âlim bu sözünü kabûl etmedi.)
Şeyh İzzeddîn bin Cemâ’a, başka bir mezhebe göre fetvâ verdiği zemân, o mezheb imâmının bu iş için koyduğu şartların hepsini bildirir ve bunları da yapmasını söyler, bu şartlardan birini yapmazsan ibâdetin sahîh olmaz derdi. Çünki, mezheblerin kolaylıklarını yapmak, meşakkat bulunduğu zemân ve ancak bütün şartlarını yerine getirmekle câiz olur.
Kadına eli dokununca, Şâfi’î mezhebinde abdest bozulur. Hanefîde bozulmaz. Kadına eli değen bir Şâfi’înin, abdest alması mümkin iken, bunun Hanefî mezhebini taklîd ederek, bozulmuş abdesti ile nemâz kılması sahîh olmaz. Bunun Hanefî mezhebini taklîd edebilmesi için abdest almasında harac, meşakkat, güçlük bulunması, ya’nî abdest almasının mümkin olmaması ve abdestde ve nemâzda, Hanefî mezhebine göre farz ve vâcib olan şeylerin hepsini yapması lâzımdır.) (Mîzân)dan terceme burada temâm oldu.
Dinde reformcu, âlimlerin, her asrda müctehid-i fil-mezheb bulunabilir sözünü ele alarak, dört mezhebi taklîd etmiyen mutlak müctehid yetişeceğini yazıyor. Şevkânî (hazretleri!), böylece yeni mezheb getirmişdir diyerek, kendi gibi bir dinde reformcuyu övmekdedir. Büyük âlim seyyid Abdülhakîm Efendi hazretleri, (Şevkânî gibi kimseler, dinde söz sâhibi olmakdan çok uzakdır.