Şeytân da, bir solukda şarkdan garba gidiyor. Böyle şeylerin dînimizde kıymeti yokdur. Merd olan, herkesin arasında bulunur. Alışveriş yapar, evlenir. Fekat, bir an Rabbini unutmaz buyurdu. Evliyânın büyüklerinden Ebû Alî Rodbârî Cüneyd-i Bağdâdînin talebesindendir. 321 [m. 933] de, Mısrda vefât etmişdir. Kendisine sordular: Bir din adamı, çalgı dinliyor. [Yabancı kadınlarla, kızlarla arkadaşlık yapıyor. Karısını, kızlarını çıplak gezdiriyor.] Kalbim temizdir. Sen kalbe bak diyor. Buna ne dersin dediklerinde, onun gideceği yer Cehennemdir buyurdu. Ebû Süleymân-ı Dârânî, Şâmın Darya köyünde yerleşmiş ve 205 [m. 820] de orada vefât etmişdir. Buyurdu ki, (Düşüncelerimi, niyyetlerimi önce Kitâb ile ve Sünnet ile karşılaşdırıyorum. Bu iki âdil şâhide uygun olanları söyliyor ve yapıyorum). Hadîs-i şerîfde, (Bid’at sâhibleri Cehenneme gideceklerdir) buyuruldu. Bir hadîs-i şerîfde, (Bid’at ortaya çıkaran ve bunu yapan kimseye şeytân çok ibâdet yapdırır. Onu çok ağlatır) buyuruldu. Yine hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâ, bid’at işliyenin oruclarını, nemâzlarını, haclarını, ömrelerini, cihâdlarını, farzlarını ve nâfile ibâdetlerini kabûl etmez. Bunlar, yağdan kıl çıkar gibi islâmdan çıkarlar) buyuruldu. [Bu hadîs-i şerîf, dinde reform, değişiklik yapan, meselâ nemâzı, ezânı radyo ile, hoparlörle okuyan, nemâz vaktini minârede ışık yakarak bildiren din adamlarının zuhûr edeceklerini haber vermekdedir.] Şeyh ibni Ebî Bekr Muhammed bin Muhammed Endülüsî, Mısrda yaşamış, 734 [m. 1334] de vefât etmişdir. (Me’âric-ül-hidâye) kitâbında diyor ki, (Doğruyu tanı, doğru ol! Kâmil insanın her işi, düşünceleri, sözleri, ahlâkı, Resûlullaha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” tam uygun olur. Çünki, bütün se’âdetlere, Ona uymakla kavuşulur. Ona uymak, islâmiyyete yapışmak demekdir).
Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” uymak nasıl olur? Bunlardan mühim olanlarını bildiriyorum:
Günâh işleyince, hemen tevbe etmelidir. Gizli işlenen günâhın tevbesi gizli olur. Açık işlenmiş günâhın tevbesi açık olur. Tevbeyi gecikdirmemelidir.(Kirâmen kâtibîn) melekleri, günâhı hemen yazmaz. Tevbe edilirse, hiç yazılmaz. Tevbe edilmezse yazarlar. Ca’fer bin Sinân “kuddise sirruh” buyurdu ki, (Günâha tevbe etmemek, bu günâhı yapmakdan dahâ fenâdır). Hemen tevbe etmiyen de, ölmeden önce tevbe etmelidir. Vera’ ve takvâyı elden bırakmamalıdır. (Takvâ) açıkca yasak edilmiş olan şeyleri, (Vera’)şübheli şeyleri yapmamakdır. Yasak edilenlerden sakınmak, emr olunanları yapmakdan dahâ fâidelidir. Büyüklerimiz buyurdu ki, (İyiler de, kötüler de, iyilik yapar. Fekat, yalnız sıddîklar, iyiler, günâhdan sakınır).