Kazâ ve kader gibi yüksek bilgileri, kabâhatin içine karışdırarak, müslimânların îmânlarını bozmağa çalışmamalıdır.
31 — (Avrupa kıt’ası küçük ve çok kalabalık ve toprağı fakîr olduğundan Avrupalılar yaşayabilmek için, tabi’atla çarpışmağa, fen ve san’atda ilerlemeğe mecbûr oldu. Muhtâç olan Avrupalıların birbiri ile döğüşmesi de, buna sebeb oldu. Afrikada sıcak havalar insanları gevşetdi. Ekvator ormanlarındaki bol ve çeşidli meyvalar tenbelliğe sebeb oldu. Asyada, Afrikanın kızgın çölleri ve Avrupanın buzlu dağları olmadığı için, Asyalılar râhat yaşadılar. Hayâtı kazanmak için kolay çalışdılar. Asya kıt’ası medeniyyetin beşiği oldu. Demek ki, şarklı bir millet de çalışabilir, yükselebilir. Osmânlıların geri kalmasını, şarklı olmasında, iklimde aramamalıdır. Dinde, kazâ ve kader anlayışında aramalıdır)diyor.
Cevâb: Osmânlıların kazâ ve kaderi yanlış anladıklarını, insanların kendilerine kıymet vermeyip, hâdiselere teslîm olduklarını bir an için kabûl etsek bile, çöküntüyü meydâna getiren sebebler başkadır. Bunu kısaca açıklıyalım:
Müslimânların hâdiselere teslîm olmasını hoş görmeyen ilericiler, gözlerini açar açmaz, milletin bu hâlinden istifâde ederek, onları aldatmağa, mevkı’ ve menfe’at kapışmağa koyuldular. Onlar memleketin yükselmesi için çalışsalardı, itâ’ate ve teslîmiyyete alışmış diyerek kötüledikleri bu millet, onlara da teslîm olur, yükselmekde güçlük çekilmezdi. Görülüyor ki, kabâhat milletde değil, milleti doğru yola sürüklemiyen, koltuk sâhibi ilericilerdedir.
Milletin uyanması elbette lâzımdır. Fekat, koca millet, hep birden uyanamaz ya. Önce uyananlar, iyi yolda çalışmadılar. Yalnız kendilerini düşündüler. Kötülüklere âlet oldular. Geri kalanlar uyanmadan, biz kendi keyfimize, kendi kazancımıza bakalım dediler. Bizden sonra ne olursa olsun, yeter ki, post elden gitmesin diyerek sandalyelerini, koltuklarını sağlamlaşdırmak için, milletin gözünün kapalı kalmasına çalışdılar. Milletin uyanmasına, yükselmesine mâni’ bir iken iki oldu. Halk, gaflet uykusundan uyanmağa mı, yoksa açıkgözlerin uyutmasından kurtulmağa mı çalışacağını şaşırdı. Osmânlıların “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” çökmesine, eskiden kalma uyuyanlar değil, yeni türeyen yobazlar, dinde reformcular sebeb oldu.