Mevdûdînin ilmî kifâyetsizliği, böyle sayısız müslimânları, maddî ve ma’nevî ölüme sürüklemişdir. Çünki, hiçbir islâm âlimi, siyâsete karışmamış, ihtilâli hâtırından bile geçirmemişdir. Milleti ilm ile, nasîhat ile irşâd etmişlerdir. İslâmiyyetin ihtilâl ile değil, ilm ile, adâlet, ahlâk ile yayılacağını bildirmişlerdir. Mevdûdî, islâmın bütün ana prensiblerini kendi mantığı ile çözmeğe kalkışmış, islâm âlimlerinden ve islâm bilgilerinden hep ayrılmışdır. Kitâbları incelenirse, kendi mantığını, kendi düşüncelerini, islâmiyyet olarak yaymak çabasında olduğu kolayca sezilir. İslâmiyyeti, modern hükûmet şekllerine uydurmak için çeşidli kılıklara sokmakdadır. İslâmın hilâfet müessesesine de, kendi hayâline göre şekl vermekde, halîfelerin hemen hepsine hücûm etmekdedir. İngilizler ve onların uşakları tarafından, islâm âlimlerinin ve dolayısıyle, islâm bilgilerinin yok edilmesi, bunun sapık fikrlerinin yayılmasını kolaylaşdırdı. İslâm âlimlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” kitâblarını okuyup anlıyacak seviyede olmıyan câhiller, onu bir âlim ve mücâhid sanıverdi. Onun siyâsî düşüncelerine geniş islâmî bilgi denildi.
Mevdûdî, müslimânların bu fetret hâlinden fâidelenmesini de becerdi. Dîni siyâsete âlet ederek, siyâsî kimselere yanaşdı. Hind müslimânlarının millî hareketlerine karışdı. Uyanık müslimânların ve islâm mücâhidlerinin başarılarını kendisine mâl etmek için, çok yazılar neşr etdi. Bu yazılarında, kendisine millî önderlik ve telkin edicilik süsü verdi. Çok kurnaz davranarak, partinin başına geçdi. Hâlbuki, Pâkistânın kurulması fikrini ortaya koyanlar ve bu yolda çalışanlar başkalarıydı ve sayıları çokdu. Başlarında Alî Cinnah bulunuyordu. (Eshâb-ı Kirâm) kitâbının 313.cü sahîfesinde şî’î olduğu bildirilen Alî Cinnah, Hind müslimânlarına istiklâl fikrini aşılarken ve onları birleşmeğe çağırırken Mevdûdî, kendi çıkarına isteklerde bulundu. Fitneyi önlemek için habs edilmesine fetvâ verildi. Fitne basdırılıp, 1366 [m. 1947] senesinde Pâkistân devleti teşekkül edince, 1950 yılında serbest bırakıldı. Ehl-i sünnetin temiz müslimânları, yeni devlet içinde islâm da’vâsını güderken, Mevdûdî, (Kâdıyânî) denilen bozuk bir din ile fikrleri meşgûl etmeğe başladığından, 1953 de mahkeme olunarak 26 ay dahâ habs edildi. O, habsde iken, müslimânları koruyan anayasa hâzırlanmışdı ve 1956 da kabûl edildi. Fekat habsden çıkar çıkmaz, ihtilâl fikri aşılayan yazıları, ortalığı hemen karışdırdı. Anayasanın yasak edilmesine ve örfî idârenin i’lânına sebeb oldu. 1962 de yeni anayasa yürürlüğe kondu. Fekat Mevdûdî râhat durmadı. İslâm cemâ’ati teşkilâtının kapatılmasına da sebeb oldu. 1964 başında tekrar habs olundu. Fekat genel afvdan istifâde ederek az zemân sonra kurtuldu. İnsan hakları ve adâlet diye bağırarak ihtilâl çıkarmak sevdâsına düşdü.