Bozuk düşünceleri, şöyle sıralanabilir:
1: Akl ile dîni, birbirinden ayrı sanarak, bunları ilk birleşdiren ben olacağım demekdedir.
2: Kendinden önce, islâm âlimlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” mantık, matematik, târîh, coğrafya okumadıklarını, fen dersleri öğrenmenin günâh sanıldığını, bu bilgileri islâma sokacağını bildirmekdedir. Bunların, asrlardan beri, her medresede okutulduğunu ve bu konularda binlerce kitâb yazılmış olduğunu inkâr etmekdedir. Böylece, Ehl-i sünnet kitâblarının okutulmasına son verip, islâm düşmanlarının felsefe adı altında yazdıkları, dinsizlik propagandalarının, islâm memleketlerine yayılmasına çalışmakdadır. Bu düşman propagandalarına karşı koyan Câmi’ul-ezher profesörlerine, ilm, fen, mantık düşmanı, gerici damgasını basmakdadır.
3: 1297 [m. 1880] de resmî gazetede, dört evlenmeğe saldırmakdadır.
4: Kendinden önce gelen binlerle islâm âliminin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, dîne, islâmlıkla ilgisi bulunmıyan şeyler sokduklarını, nassları anlarken yanıldıklarını söylemekde, bunları düzeltmekde olduğunu bildirmekdedir.
5: (İslâmiyyet ve nasrâniyyet) kitâbında, (Bütün dinler birdir. Dış görünüşleri değişikdir) demekde, yehûdî, hıristiyan ve müslimânların, birbirlerini desteklemelerini dilemekdedir. Londrada, bir papasa yazdığı mektûbda, (İslâmiyyet ve hıristiyanlık gibi iki büyük dînin el ele vererek kucaklaşmasını beklerim. O zemân, Tevrât ve İncîl ve Kur’ân birbirlerini destekleyen kitâblar olarak her yerde okunur ve her milletçe saygı görür) diyor. Hıristiyanlığı, hak din sanmakda, müslimânların Tevrât ve İncîl okuyacakları zemânı beklemekdedir.
6: Mü’minler doğru yoldan ayrılmış, bugünkü hâle gelmiş. Din ilmle el ele verecek, o zemân Cenâb-ı Hak nûrunu bütünlemiş olacak demekdedir. Allahü teâlâ nûrunu, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” efendimiz zemânında temâmlamamış, islâm âlimleri ilm ile el ele vermemiş sanmakdadır.
7: (İslâmiyyet ve nasrâniyyet) kitâbında, (Bir kimseden, yüz bakımdan kâfirliği, bir bakımdan îmânı bildiren bir söz işitilse, o kimse îmânlı kabûl edilir. Herhangi bir felesofun, fikr adamının yüz bakımdan kâfirliği gösterdiği hâlde, bir bakımdan îmânı göstermiyen söz söylemesini düşünmek, ahmaklıkdır.