481

Îmânı kuvvetli olana, ibâdetler güç gelmez. Kolay ve tatlı gelir.

52 — Yine (Cihân Sulhu) kitâbında Seyyid Kutb diyor ki: (Ba’zı kimseler, din nâmına şöyle derler: Zekâtı verilmiş olan mal [herhangi bir mal veyâ para], birikdirilmiş mal sayılmazlar. Çünki malın hakkı zekâtdır. Zekâtı verdikden sonra malın tedâvülden çekilmesinde [Ya’nî hiçbir yerde kullanmamakda] bir suç yokdur derler. Bu, doğru değildir. Şahsî mülkiyyetin sâhibi, malı tedâvülden çekip saklayamaz. Beyt-ül-mâlın ihtiyâcını kapatmak için, devlet ona el koyabilir. Fazlasını alıp fakîrlere taksim edebilir) diyor.

Bu sözü de, bir bilgi, bir anlayışın ifâdesi değil, kendi görüşü ve düşüncesidir. İslâmiyyeti, kendi görüşüne, siyâsî düşüncesine uydurmak istemekdedir. Mevdûdînin de övmek zorunda kaldığı imâm-ı Rabbânî hazretleri, (Mektûbât) kitâbının birinci cild, yüzaltmışbeşinci mektûbunda buyuruyor ki:

(Ebedî se’âdete kavuşmak istiyen, Muhammed aleyhisselâma uymalıdır. Ona uymakla şereflenmek için, dünyâyı büsbütün bırakmak lâzım değildir. Farz olan zekât verilince dünyâ terk edilmiş sayılır. Mal zarardan kurtulur. Çünki, zekâtı verilen mal zarardan kurtulur. Dünyâ malını zarardan kurtarmanın ilâcı, bunun zekâtını vermekdir. Malın hepsini vermek dahâ iyi ise de, zekâtını ayırıp vermek de, hepsini vermek gibi olur).

Zekâtı verilmiş olan mal, ne kadar zemân saklanırsa saklansın, sâhibine zarar vermez. Zekâtı verilmiş olan malı tedâvülden çekmek suç olmaz. Devlet bu mala el korsa, zulm etmiş olur. Suç olmaz demek, âhıretde bunun için, süâle çekilmez ve azâb olunmaz demekdir. Fekat, bu mal ile hayrlı işler yapmanın, ticâretde ve san’atda kullanmanın, islâmiyyete ve müslimânlara yardım etmenin sevâblarına kavuşulamaz. Âhıretdeki yüksek derecelere erişilemez. Büyük âlim Abdülganî Nablüsî hazretleri(Hadîka) kitâbında diyor ki, (Zekât, malı zarardan korur.) Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” (Zekâtını vermekle mallarınızı zarardan koruyunuz) buyurdu. Bu hadîs-i şerîf, Münâvîde de senedi ile yazılıdır.(Altınlarını, gümüşlerini saklayıp Allah yolunda dağıtmıyanlara çok acı azâb vardır) meâlindeki âyet gelince, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” (Zekât müslimânların mallarını temizlemek için emr olundu. Zekâtı verilen mal kenz olmaz. Ya’nî saklanan mal sayılmaz) buyurdu. Bir hadîs-i şerîfde, (Zekâtı verilmiyen mal için kıyâmetde çok acı azâb vardır) buyuruldu. Seyyid Kutb, bu hadîs-i şerîflere inanmıyormuş gibi davranıyor. Taberânînin bildirdiği ve Münâvîde yazılı hadîs-i şerîfde, (Zekâtı verilen mal kenz değildir)buyuruldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.