Beyt-ül-mâlın kaynaklarını işletmezse ve Beyt-ül-mâlı gayr-i meşrû yerlere harc ederse, zulm etmiş olur. (Dürr-ül-muhtâr) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” beşinci cildde, bu konuda geniş bilgi vermekdedir. Devlet, Beyt-ül-mâlın gelirlerini sağlar ve kullanırsa, bütün işlerini yapmağa yetişir. Milletden yardım istemek zorunda kalmaz.
Hâcı Reşîd pâşa “rahmetullahi teâlâ aleyh”, Mecellenin otuzüçüncü maddesini açıklarken diyor ki, kimsenin mülküne dokunmağa islâmiyyet izn vermemişdir. Zarûret hâlinde olan, ya’nî bunalan kimse bile, başkasının hakkına dokunamaz. Aç kalan kimsenin, başkasının ekmeğini, izni olmaksızın yimesine izn verilmiş ise de, sonra kıymetini ödemesi lâzım olur. Onun aç olması, ölüm tehlükesinde bulunması, bir kimsenin kendi mülkündeki hakkının yok olmasına sebeb olamaz. Zarûret hâlinde bile başkasından alınan malın ödenmesi lâzım olur. Zarûretlerin, yasak olan şeylerin yapılmasına sebeb olmaları, kimsenin hakkının gitmesine sebeb olamaz.
(Müslimânların iyi gördüğü şeyi, Allahü teâlâ da iyi kabûl eder)hadîs-i şerîfindeki müslimân, derin âlim, ya’nî müctehid olan müslimân demek olduğu, (Berîka)da yazılıdır. Bu âlimlerin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” bildirdiklerine uygun olmıyan şeyler, hiçbir zemân kabûl edilmez.
Ellisekizinci maddenin şerhinde diyor ki, hükûmetin emri ile birinin mülkü, kıymeti ile satın alınıp, yola katılabilir. Fekat, değeri ödenmedikçe, elinden zorla alınamaz. Hükûmet emr edince, zorla satın alınır. Fekat, parası verilmeden alınamaz.
Komünistlik yeni birşey değildir. (Burhân-ı kâtı’) lügat kitâbının sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” Zerdüştün mîlâddan yedi asr evvel kurduğu ve Sâsânîler devrinde (Mejdek) adındaki birinin neşr etdiği (Mecûsî)ya’nî ateşe tapma dînini anlatırken diyor ki, Mejdek, acem şâhı Kubad zemânında idi. Buna göre:
(Ateşe tapılacakdır. Herşey, herkesin malıdır. Zevceleri değişdirmek halâldir. Herkesin malları ve yaşayışları eşitdir. Herkes birlikdedir. Şahsî tasarruf yokdur. Bütün insanlar müsâvî ve herşeyde ortakdırlar. Biri, birinin zevcelerini isterse ona vermesi lâzımdır. Zenginler, malları fakîrlere vermeli, onların ihtiyâclarını gidermelidir) derdi. Bu din, tenbellerin, serserilerin ve hele kadına düşkün olan aşağı kimselerin işine geldiğinden çabuk yayıldı. Kubad şâh da, böyle zevkine düşkün biri idi. Bu da komünizmi kabûl etdi. Oğlu Nûşirvân, hükûmeti ele alınca, Mejdek alçağını, seksenbin adamı ile birlikde kılınçdan geçirerek komünizm belâsını ortadan kaldırdı.