Böyle söyliyenlere (Müslimân) ve (Ehl-i kıble) denir mi? Çünki bu câsûslar, müslimân olduklarını bildiriyor ve (Kelime-i şehâdet) söyliyorlar ve kıbleye karşı nemâz kılıyorlar. Hattâ, hakîkî müslimân kendilerinin olduğunu ve hâlis islâm dîninin de onların söyledikleri gibi olduğunu iddiâ ediyorlar. Bunlara müslimân mı diyeceğiz, kâfir mi diyeceğiz? Söylediklerine yanlış, bozuk mu diyeceğiz?
Cevâb 1: Hiç öyle değildir. Vallâhi, bunların müslimânlıkla hiç ilgileri yokdur. Bunlar, ingilizlerin beslediği islâm düşmanlarıdır. Kâfirlerin, mürtedlerin en kötüleridirler. Çünki bunlar, dinde zarûrî olarak bilinen şeyleri inkâr ediyorlar. Bunların kelime-i şehâdet söylemeleri ve Kâ’benin kıble olduğunu söylemeleri, (Mü’min) olduklarını ve Ehl-i kıble olduklarını göstermez. Zarûrî olan, açık, meydânda olan din bilgilerini değişdirmeğe, âlimlerin hiç biri ve i’tikâd ve fıkh kitâblarının hiç biri izn vermemişdir.
Süâl 2: Bunların ingiliz câsûsu oldukları anlaşıldı. Bunlardan işitdiklerini, anlayıp da, bunlara müslimân diyenler, hattâ islâm âlimi, dinde söz sâhibleri olduklarını söyliyenler, din büyükleri için söylenmiş olan kelimelerle bunları övenler, ismlerini söyliyerek, bunlar zemânımızın bir dâneleridir. Kitâbları, gençler için bulunmaz ni’metdir. Yazıları, kemâl sâhibi olduklarına şâhiddir. Dînimizin direğidirler. İslâm dîninin bekçisidirler, diyenler için ne buyurursunuz? Böyle övenler, onların kitâblarını basanlar, yazanlar ve din büyüklerinin kitâblarıdır diye reklâmlarını yapanlar için ne dersiniz?
Cevâb 2: Dinde zarûrî olan şeylerden birine inanmayan kâfir olur. Bunun kâfir olduğunda ve Cehennemde sonsuz azâb çekeceğinde şübhe eden de kâfir olur. Bunun kâfir olacağı, (Bezzâziyye) ve (Dürr-ül-muhtâr) ve Kâdı İyâdın (Şifâ) ve İmâm-ı Nevevînin (Ravda) ve İbn-i Hacer-i Mekkînin (el-A’lâm) kitâblarında açıkca bildirilmişdir “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”. Bir hıristiyanı, bir yehûdîyi ve dîn-i islâmdan ayrılanlardan birini kâfir kabûl etmeyen kimsenin kâfir olacağında şübhe eden kimsenin de kâfir olacağını, islâm âlimleri söz birliği ile bildirdiler. Bu söz birliği adı geçen kitâblarda yazılıdır. Kâfir olmasında şübhe eden de kâfir olunca, onu müslimân bilenin nasıl olacağını ve hele, onu islâm âlimlerini öven kelimelerle medh edenin nasıl olacağını düşünmelidir. Bu sözümüzden, böyle kimseleri islâm âlimi sananların ve bunların küfr saçan sözlerini, yazılarını övenlerin, yayanların, kâfir olacaklarını iyi anlamalıdır. Övmek, yaymağa çalışmak ve reklâmını yapmak, râzı olmağı, beğenmeği gösterir.