Bu hadîs-i şerîfden anlaşılıyor ki, Evliyâ da, Allahü teâlânın Şe’âirindendir. Evliyâyı, ulemâyı ta’zîm için, kabrleri üzerine türbe yapmanın câiz olduğu (Câmi’ul fetâvâ)da da yazılıdır.] Mekke-i mükerreme şehrinde, Mescid-i harâmın yanında bulunan Safâ ve Merve ismindeki iki tepecik arasında, İsmâ’îl aleyhisselâmın annesi hazret-i Hâcer, gidip geldiği için, bu iki tepecik, Allahü teâlânın Şe’âiri oluyorlar. O mubârek anneyi hâtırlamağa sebeb oluyorlar da, bütün mahlûkların en üstünü ve Allahü teâlânın sevgilisi olan Muhammed aleyhisselâmın doğduğu, büyüdüğü, ibâdet etdiği, hicret etdiği, nemâz kıldığı, vefât etdiği yerler ve mubârek türbesi ve Âlinin, Eshâbının yerleri niçin Şe’âirden olmasınlar? Bunları neden yıkıyorlar? [Burada Âl kelimesi, mubârek zevceleri ve Ehl-i beyti demekdir].
Kur’ân-ı kerîm dikkat ile ve insâf ile okunursa, birçok âyet-i kerîmenin, Resûlullahı ta’zîm etdiği, kolayca görülür. Hucurât sûresindeki âyet-i kerîmelerde meâlen, (Ey îmân edenler! Allahü teâlânın ve Resûlünün önüne geçmeyiniz! Allahü teâlâdan korkunuz! Ey îmân edenler! Peygamberin sesinden dahâ yüksek sesle konuşmayınız! Ona “sallallahü aleyhi ve sellem” birbirinize seslendiğiniz gibi seslenmeyiniz! Böyle yapanların ibâdetlerinin sevâbları yok olur! Resûlullahın yanında seslerini kısanların kalblerini, Allahü teâlâ, takvâ ile doldurur. Onların günâhlarını afv eder ve çok sevâb verir. Onu dışarıdan bağırarak çağıranlar, düşünemiyorlar. Dışarı çıkıncaya kadar bekleseler, kendileri için iyi olur) buyuruldu. Bu beş âyeti insâf ile okuyan, düşünen bir kimse, Allahü teâlânın, sevgili Peygamberinin ta’zîmini, ne kadar çok yükseltdiğini iyi anlar. Ona karşı, ümmetinin edebli, saygılı olmasını ehemmiyyetle emr etdiğini görür. Ona karşı seslerini yükseltenlerin bütün ibâdetlerinin yok olacağını düşünen kimse, bu önemin derecesini anlıyabilir.(Benî Temîm) kabîlesinden yetmiş kişi, Medîneye gelip, dışarıdan bağırarak, Resûlullahı saygısızca çağırmışlardı. Bu âyet-i kerîmeler, bunlara cezâ olarak geldi. Ba’zı kimseler, kendilerinin Benî Temîm soyundan olduklarını söylüyorlar. Bunun içindir ki, hadîs-i şerîfde, (Kaba ve işkence yapıcılar şarkdadır) ve(Şeytân, buradan fitne çıkarır) buyurarak, mübârek eli ile Necd tarafını gösterdi. Mezhebsizlerin bir kısmı da (Necdî)dir. Necd ülkesinden türedikleri için, bu ism ile anılmakdadırlar. Yukarıdaki hadîs-i şerîfin haber verdiği fitne, binikiyüz sene sonra ortaya çıkdı. Necdden Hicâza gelerek, müslimânların mallarını yağma etdiler.