Evliyânın kabrlerinden, eşyâsından bereketlenmek zarûrî oldu. Her işde, her ibâdetde olduğu gibi, bunlara da harâmlar karışdırıldı. Böyle karışık olan meşrû’ işlere mâni’ olmamak, bunlara karışmış olan bid’atleri temizlemek lâzım olduğunu, islâm âlimleri sözbirliği ile bildirmişlerdir. Âlimlerin bu sözleri,(Ed-dürer-üs-seniyye firredd-i alel-vehhâbiyye) kitâbında yazılıdır. Okuyanların hiç şübhesi kalmaz. Bu kitâb 1319 ve 1347 senelerinde Mısrda basılmış ve 1395 [m. 1975] de, İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır. Vehhâbîlerin Hicâzdaki müslimânlara yapdıkları zulmler ve işkenceler,(Kıyâmet ve Âhıret) kitâbının sonunda uzun yazılıdır. Müslimânlar, kabr üzerine taş dikerler. Taşın üzerine meyyitin ismini yazarlar. Ziyârete gelenler, taşdaki ismin sâhibinin rûhuna Fâtiha ve düâ okurlar. Evliyânın kabrini ziyâret eden, ayrıca bunun rûhundan, şefâ’at ve düâ etmesini ister.]
Mescid-i Nebînin dört tevsî’ini gösteren resm,
1- Bâbüsselâm
2- Bâbı Cibril
3- Bâbünnisâ
4- Bâbürrahme
5- Bâbüttevessül
6- Şebeke-i seâdet
7- Hücre-i seâdet
8- Muvâcehei şerîfe
9- Mihrâb-ı Nebî
10- Mihrab-ı Osmânî
11- Kum döşeli yer