401

(Kısas-ı Enbiyâ)dan aldığımız yukarıdaki yazılar gösteriyor ki, şî’îler arasında yayılan kitâbda denildiği gibi, hazret-i Alî ile altı sahâbî için hazret-i Ebû Bekre bî’at etmediler demek doğru değildir. Hazret-i Ebû Bekri kabûl etmeyip, Eshâb-ı kirâmın sözbirliğine karşı durmak ve aşırı konuşmak, islâmiyyete uygun olmadığı gibi, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” birkaç gün önce, hutbede (Eshâbının birlik yapmaları, ayrılığa düşmemeleri için) verdikleri emri de yapmamak olur. Hazret-i Alînin ve altı sahâbînin ve kadınların üstünü olan Fâtıma-tüz-Zehrânın bu emri yerine getirmediklerini ve islâmiyyete uymadıklarını söylemek, bunları sevmek değil, bu din büyüklerine muhâlefet etmek, Onları alçaltmak olur. Hem de öyle bir ayrılık ki, bu yüzden islâmiyyetde derin bir yara açılmakda, kıyâmete kadar, milyonlarca müslimânın doğru yoldan kaymasına çığır açmakdadır. Hurûfîlerin ve yehûdîlerin iftirâlarını, yalanlarını okuyarak, Ehl-i sünnetden ayrılanların İslâmiyyete yapdıkları zarar ve dökdükleri milyonlarca müslimân kanı, islâmiyyetin bugünkü hâle düşmesine sebeb oldu. Ahmedî, Kâdıyânî adındaki kimselerin de müslimânlara zararları meydândadır. Kalbinde İslâm nûru, îmân sevgisi olan akllı ve insaflı bir kimse, bu büyük fesâdın meydâna çıkmasına, hazret-i Alînin sebeb olduğunu söyler mi?

Evliyânın büyüklerinden olan Abdülkâdir-i Geylânî “kuddise sirruh” (Gunye)adındaki kitâbında buyuruyor ki: (Yetmişiki bid’at fırkasının başlıcası dokuzdur. Bu dokuzdan biri olan şî’îler de, yirmi parçaya ayrılmışdır. Her biri ötekileri beğenmez. Abdüllah ibni Sebe’in fırkası, yehûdîlere benzemekdedir. Meselâ, yehûdîler, imâmlık belli bir zümreye mahsûsdur, derler. Bunlar da, halîfelik yalnız imâm-ı Alînin soyundan olanların hakkıdır. Başkalarının müslimânların başına geçmesi câiz olmaz, derler. Yehûdîlere göre, Deccal çıkıncaya kadar, cihâd [harb] etmek câiz değildir. Sebe’cilere göre de, Mehdî çıkıncaya kadar cihâd câiz değildir. Onikinci imâm, ya’nî hazret-i Alînin onuncu torunu olan Muhammed Mehdî, Hasen Askerînin oğlu idi. İkiyüzellidokuz yılında tevellüd etdi. Onyedi yaşında iken bir mağaraya girip bir dahâ çıkmadı. Sebe’ciler, âhır zemânda çıkacağı bildirilen Mehdînin bu olduğunu sanıyor. Yehûdîler, yıldızlar çıkıncaya kadar oruc bozmaz. Sebe’ciler de böyledir. Yehûdîler çorab üzerine mesh eder. Bunlar da mesh eder. Yehûdînin, müslimânı öldürmesi halâldır. Sebe’cilerin de Ehl-i sünneti öldürmesi halâldır. Yehûdînin boşadığı kadın iddet zemânı beklemeden evlenebilir. Bunlar da, iddet beklemez. Yehûdîlerin üç boşanması nikâha mâni’ olmaz.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.