Hazret-i Osmân, çok güzeldi. Sarışın beyâzdı. Ebû Lehebin veledlerinden katkat dahâ zengin idi. Resûlullaha çok eziyyet edenlerden biri, Ukbe bin Ebî Muayt idi. Resûlullah mescid-i harâmda nemâz kılarken, bu habîs gelip, mubârek başına işkembeler koymuşdu. Bir kerre de hücûm ederek mubârek gömleği ile mubârek boğazını sıkmışdı. Oradan geçen hazret-i Ebû Bekr, (Benim Rabbim Allah diyeni mi öldürüyorsun?) diyerek, Resûlullaha yardım eyledi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” orada bulunan kâfirlerin ismlerini sayarak, (Yâ Rabbî! Bunları azâb çukuruna doldur) buyurdu. Abdüllah ibni Mes’ûd buyuruyor ki, (Bedr gazâsında, bunların hepsi katl edilip, bir çukura doldurulduğunu gördüm. Yalnız Ukbe bin Ebî Muayt, o gazveden dönüşünde yolda katl edildi). Görülüyor ki, Resûlullaha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” çok işkence eden Uteybe ve Ukbe kâfirleri, halîfeler zemânlarına yetişmemişlerdi. Önceden Cehenneme gitmişlerdi. Bunları vâlî yapdı demek, büyük câhilliğin ifâdesidir.
Evet, hazret-i Mu’âviye “radıyallahü teâlâ anh”, kardeşi Utbenin oğlunu Medîneye vâlî yapmışdı. Fekat, Onun adı Velîd bin Utbe idi. Velîd, elliyedi senesinde vâlî olunca, hazret-i Hüseyne ve başka Sahâbîye çok saygı gösterdi. Hattâ, Yezîd, halîfe olunca, Medînede kendine bî’at edilmesini sıkı emr etdiği hâlde, bunu sağlıyamadığı ve hazret-i Hüseyni serbest bırakdığı için, Velîdi azl etmişdi.
Sonbehâr mecmû’asındaki bu yazının, hazret-i Osmâna “radıyallahü teâlâ anh” atılan bir taş olduğu meydândadır. Çünki, hazret-i Osmân, üvey kardeşi, ya’nî ana bir kardeşi olan Velîdi Kûfe emîri yapmışdı. Fekat bu yazarın dediği gibi, Ukbe bin Velîd değildir. Velîd bin Ukbe idi. Ya’nî Ukbe kâfirinin oğlu idi. Bunun adını tersine yazmakdadır. Bu Velîd, Mekkenin fethinde îmâna geldi. Alçak işi yapan, bu değildi. Resûlullah, dokuzuncu yılda, bunu Benî Mustalık zekâtını toplamağa me’mûr etmişdi. Yazarın, ismleri karışdırdığını kabûl ederek, buna da cevâb verelim.
Sâ’d ibni Ebî Vakkâs “radıyallahü anh” Beytülmâl me’mûru olan Abdüllah ibni Mes’ûddan “radıyallahü anh” ödünç mal almışdı. Bunu ödiyemedi. Bu iş, Küfe şehrinde ağızdan ağıza yayıldı. Halîfe Osmân “radıyallahü anh”, bunu işitince, Sâ’d hazretlerini emîrlikden azl etdi. Yerine, güvendiği Velîdi getirdi. Velîd, iyi bir idâreci idi. Küfedeki dedikodulara son verdi. Kendini halka sevdirdi. Azerbaycân halkı isyân etdi. Velîd, asker topladı. Birliklere kuvvetli emîrler ta’yîn etdi. Askerin içinde, Medayn emîri olan Huzeyfe-i Yemânî hazretleri de vardı.