Mısrdakiler, Onun yanaklarının güzelliğini işitmiş olsalardı, Yûsüf aleyhisselâmın pazarlığında hiç para vermezlerdi. Ya’nî, bütün mallarını, Onun yanaklarını görebilmek için saklarlardı. Zelihâyı kötüliyen kadınlar, Onun parlak alnını görselerdi, ellerinin yerine kalblerini keserlerdi (de acısını duymazlardı).
Hazret-i Âişenin şân ve şereflerinden birisi de Resûlullahın sevgilisi olmasıdır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Onu çok severdi. Resûlullaha, en çok kimi seviyorsun denildikde,(Âişeyi) buyurdu. Erkeklerden kimi? dediler. (Âişenin babasını) buyurdu. Ya’nî en çok hazret-i Ebû Bekri sevdiğini bildirdi. Hazret-i Âişeye sordular ki, Resûlullah en çok kimi severdi? Fâtımayı severdi, dedi. Erkeklerden en çok kimi severdi dediler. Fâtımanın zevcini buyurdu. Bundan anlaşılıyor ki, zevceleri arasında, hazret-i Âişeyi, çocukları arasında, hazret-i Fâtımayı, Ehl-i beyti arasında, hazret-i Alîyi, Eshâbı arasında ise, hazret-i Ebû Bekri en çok severdi “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”. Hazret-i Âişe buyuruyor ki, (Birgün Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek na’lınlarının kayışlarını çakıyordu. Ben de iplik iğriyordum. Mubârek yüzüne bakdım. Parlak alnından ter damlıyordu. Ter damlası, her tarafa nûr saçıyordu. Gözlerimi kamaşdırıyordu. Şaşakaldım. Bana doğru bakdı. (Sana ne oldu ki, böyle dalgın duruyorsun?) buyurdu. Yâ Resûlallah! Mubârek yüzündeki nûrların parlaklığına ve mubârek alnındaki ter dânelerinin saçdıkları ışıklara bakarak kendimden geçdim, dedim. Resûlullah kalkıp yanıma geldi. Gözlerimin arasını öpdü ve (Yâ Âişe! Allahü teâlâ sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin gibi, seni sevindiremedim) buyurdu. Ya’nî, senin beni sevindirmen, benim seni sevindirmemden çokdur, dedi.) Hazret-i Âişenin mubârek gözlerinin arasını öpmesi, Resûlullahı severek, Onun cemâlini anlıyarak gördüğü için âferin ve takdîr olmakdadır. Mısrâ’:
Âferin gözlerime ki, senin güzelliğini görebiliyor!
Beyt:
Ne iyi O gözler ki, güzele bakmakdadır.
Ne tâli’li O kalb ki, Onun için yanmakdadır!
Tâbi’înin büyüklerinden olan imâm-ı Mesrûk, hazret-i Âişeden gelen bir haberi bildirirken, (Resûlullahın sevgilisi ve Ebû Bekr-i Sıddîkın kerîmesi olan hazret-i Sıddîka buyuruyor ki) diyerek söze başlardı. Ba’zan da, (Allahü teâlânın ve göklerde olanların sevdiklerinin sevgilisi diyor ki) derdi.