Böyle olduğu, Şî’î âlimlerinden İbnül-Mutahhir Hasen bin Yûsüf Hullînin(Nehcülhak) kitâbında da yazılıdır. Bu ise, islâmiyyete uygun bir iddiâ olmaz. Çünki, hazret-i Alî “radıyallahü anh” bir yehûdîye karşı zırh için da’vâ açmışdı. Hazret-i Hasen ile, kendi kölesi Kanberi şâhid göstermişdi. Hâkim olan kâdî Şüreyh, oğlun babasına şâhidliği câiz olmıyacağı için, bu da’vâyı red etmişdi. İmâm-ı Alî “radıyallahü anh” halîfe olduğu hâlde, islâmiyyetin ve aklın emrine uyarak, râzı olmuşdu.
[İbni Mutahhir-i Hullî, 684 de tevellüd, 726 [m. 1226] da vefât etdi. İmâmiyye fırkası âlimlerindendir. Yüzlerce kitâb yazmışdır. Kâdî Şüreyh, hazret-i Ömer tarafından “radıyallahü teâlâ anhümâ” Kûfe kâdısı yapılmışdı. Burada, altmış seneye yakın hâkimlik yapdı. 87 de, yüz yaşında vefât etdi. Bunu, kâdî Şüreyk ile karışdırmamalı. Kâdî Şüreyk, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin arkadaşı idi. Halîfe Mensûr tarafından Kûfe kâdısı yapılmışdı, 95 de tevellüd, 177 [m. 793] de Kûfede vefât etmişdir].
Bütün bu vesîkalar hiçe sayılarak, halîfe Ebû Bekr-i Sıddîkın “radıyallahü teâlâ anh”, Fedek hurmalığını zorla aldığı düşünülürse, hazret-i Alî “radıyallahü anh” halîfe olunca, herşey elinde ve emrinde iken, bu hurmalığı, niçin hazret-i Hasen ile Hüseyne teslîm etmedi? Üç halîfenin yapdıklarını değişdirmedi. Hazret-i Alînin, hurmalığı, üç halîfenin yapdığı gibi idâre etmesi, Ebû Bekr tarafından zulm ile alınmadığını açıkça göstermekdedir, dedim. Molla başı söz alarak:
5—(Resûlullahın emrini red etmeğe kalkışan kimsenin halîfe olması sahîh olur mu?)
—Olamaz, dedim.
—(Resûlullah efendimizin gönderdiği Ebû Hüreyreyi “radıyallahü anh” döğen ve aldığı emri yapmasına mâni’ olan Ömerin hilâfeti nasıl sahîh oldu? Resûl-i ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” Ebû Hüreyreye mubârek na’lınlarını verdi. (Bunlarla git! Kelime-i şehâdete inananların Cennete gireceklerini müjdele!)buyurdu. Ebû Hüreyre, bu emri yapmağa giderken, Ömer “radıyallahü anhümâ” karşısına çıkdı. Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun, dedi. Ebû Hüreyre yapacağı vazîfeyi söyleyince, göğsüne vurup, yere düşürdü ve geri döndürdü. Ebû Hüreyre çok gücendi. Geri dönüp, Resûlullaha anlatdı. Hâfız [hadîs ilminde derin âlim olana hâfız denir] Muhammed bin Ebî Nasr Hamîdi Endülüsî Mâlikî (488 [m. 1095] de vefât etdi)nin (El-Cem’u beynessahîhayn) kitâbında yazılı olduğu gibi, Ebû Hüreyre diyor ki, Ebû Bekr ve Ömer ile, Resûlullahın yanında oturuyorduk. Fahr-i kâinât kalkıp gitdi. Gelmedi. Merâk etdik. Aramağa çıkdık. Ben önde gidiyordum.