401

Bunlara, (Bâtınıyye) veyâ (İsmâ’îliyye) de denir. Kâfir ve azgın kimselerdi. Hasen Sabbâh, otuzbeş sene çok kimselerin dinlerine ve canlarına kıydı, 518 [m. 1124] senesinde Cehenneme gitdi. Beşyüzelliyedide (557) reîs olan torunu Ahund Hasen, hepsinden dahâ alçak zındıkdı. Müslimânları aldatmak için, kendilerine (Alevî) adını takan bu hâindir. Hazret-i Alînin şehîd edilmiş olduğu Ramezânın onyedisinde, beşyüzellidokuzda (559) bir meydânda minbere çıkıp, (Beni Alî gönderdi. Ben bütün müslimânların imâmıyım. İslâmiyyetin aslı, faslı yokdur. İş kalbdedir. Kalbi temiz olana günâh zarar vermez. Herşeyi halâl etdim. Keyfinize bakınız!) dedi. Kadın erkek, karma karışık şerâb içdiler. O günü yıl başlangıcı yapdılar. Bu zındık beşyüzaltmışbirde (561) kaynı tarafından öldürüldü. Torunu, Celâleddîn Hasen, bu bozuk yolu bırakdı. Ehl-i sünnet mezhebine girdiğini halîfeye bildirdi. Hasen bin Sabbâhın yazdığı zındıklık kitâblarını toplayıp yakdırdı. (618) de öldü. Yerine geçen oğlu Ahund Alâeddîn Muhammed, İsmâîliyye devletinin yedinci hükümdârı olup, dedelerinin bozuk yolunu tutdu. Harâmları halâl yapdı. Oğlu Ahund Rükneddîn (652) de, bu habîsi yatağında öldürtdü. Babasının habs etdiği şî’î âlimlerinden Nasîreddîn-i Tûsîyi vezîr yapdı. Fekat altıyüzellidörtde (654) Hülâgünün kardeşi, Mâverâünnehrde, bunu i’dâm etdi. Hülâgü, İsmâîlî mülhidlerini kılınçdan geçirdi. Müslimânları bu zındıklardan kurtardı. (Dinsizin hakkından îmânsız gelir) sözünün doğru olduğu bir kerre dahâ zâhir oldu.

(Kâmûsul-a’lâm)da, İsmâ’îliyye kelimesinde diyor ki: (Şî’îlerin içine sızan dalâlet fırkalarından birisidir. İmâm-ı Ca’fer Sâdık hazretlerinin hayâtında ölen büyük oğlu İsmâ’îli son imâm tanıdıklarından bu ismi almışlardır. İbni Sebe’in yolundadırlar. Tenâsüha inanırlar. Harâmlara halâl derler. Her ahlâksızlığı sıkılmadan yaparlar. Çok müslimân kanı döken (Karâmıtî) zındıkları ile Hasen Sabbâh hâini ve Mısrda islâmiyyeti yıkmağa çalışan (Fâtımî)devleti hep İsmâ’îlî idi. Bid’at ehlinin azgın olanları ve Dürzîler ve hurûfîler de, bunlardan türemişdir). Bunların kendilerine (Alevî) dedikleri (Müncid) kitâbında yazılıdır.

Hurûfîler (Muhammed-Alî) birliğinde toplanıyoruz, diyor. Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde medh-ü senâ buyurulan Eshâb-ı kirâm, bu birlikden dışarıda imiş. Cennet ile müjdelenen ilk üç halîfe ve bunlar zemânında İslâmiyyeti üç kıt’aya yayan islâm mücâhidleri, başka birliklerde imiş. Fekat, Sonbehâr mecmû’asının yazarı (Muhammed-Alî) sözünde de samîmî olmadığını anlatmakdadır. Çünki, hazret-i Alî, üç halîfeyi, hattâ, kendileriyle harb etdiği Eshâb-ı kirâmın hepsini çok severdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.