401

Hayâsızlığın bu derecesi ve iftirâların bu kadar alçakçası görülmemişdir. Önce şunu söyliyelim ki, vesîka olarak ileri sürülen kitâblar, Tuhfeden terceme ederek, onuncu maddede bildirdiğimiz gibi, hurûfîlerin kitâblarıdır. Egânî kitâbını yazan Ebül-ferec Alî bin Hüseyn İsfehânînin bid’at ehlinden olduğu, (Esmâül-müellifîn)de de yazılıdır. Bu adam, (Mukâtil-i âl-i Ebî Tâlib) adındaki kitâbında edebsizce kelimeler kullanarak Eshâb-ı kirâmın büyüklerine saldırmakdadır. İbni Ebülhadîdin azılı bir Mu’tezilî olduğunu onuncu maddede bildirmişdik. Bu iftirâların Ehl-i sünnet kitâblarına da sızmış oldukları esefle görülmekdedir. Ehl-i sünnetin büyük âlimlerinden ve Evliyâ-i kirâmın reîslerinden olan imâm-ı Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” hazretleri, iftirâlara vesîkalarla pek güzel cevâb vermekdedir. Bu kıymetli cevâbı terceme ederek kitâbımızın 2. ci kısmında, yetmişikinci sahîfesinden başlıyarak bildirmişdik. Oradan okunmasını tavsiye ederiz.

Hazret-i Mu’âviyenin, hazret-i Alîye la’net etdiğini söylemek, hazret-i Mu’âviyeye iftirâdır. Hazret-i Mu’âviyeye dil uzatmak câiz değildir. Evet Emevî halîfelerinden birkaçı, birkaç kişi için la’net etdirdi. Fekat, Mu’âviye “radıyallahü anh”, Emevî halîfelerinden idi ise de, Ona birşey denemez. Hurûfîler, üç halîfeyi ve hazret-i Mu’âviyeyi ve Ona uyanları kötüliyor. Bütün Eshâb, sonradan mürted oldu, diyorlar. Hepsini kötüliyorlar. Ehl-i sünnete göre, Eshâb-ı kirâm için iyilikden başka bir şey söylenemez “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”.

Hazret-i Emîr, hazret-i Mu’âviye ile birlikde olanlar için (Kardeşlerimiz bize uymadı. Kâfir ve fâsık değildirler. İctihâdları ile hareket ediyorlar) buyurdu. Bu sözü, bunlardan küfrü ve fıskı kaldırmakdadır. İslâm dîninde hiç kimseye, hattâ frenk kâfirlerine bile la’net etmek ibâdet değildir. Eshâb-ı kirâmdan herhangi biri, beş vakt nemâzdan sonra, düâ yerine la’neti dile alır mı? Böyle çirkin bir yalana inanılır mı?

Bir kimseyi kötülemek ve ona la’net etmek, bir iyilik ve ibâdet olsaydı, İblîs-i la’îne, Ebû Cehle, Ebû Lehebe ve Peygamber efendimizi “sallallahü aleyhi ve sellem” inciten, Ona cefâ ve ezâ eden ve bu hak dîne, kötülük, ihânetler yapan Kureyşin azılı kâfirlerine la’net etmek, islâmın îcâblarından olurdu. Düşmanlara la’net etmek emr edilmeyince, dostlara la’net sevâb olur mu? Dahâ çok bilgi almak için (Se’âdet-i ebediyye)kitâbında, ikinci kısm, yirmiikinci maddeyi de lûtfen okuyunuz!

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.