401

Bunun ve bundan sonra Emevî hükümdarlarının kabâhatlerini hazret-i Mu’âviyeye yüklemek gibi saçma bir davranış olamaz. Abbâsîler, Ehl-i beyte karşı Emevîlerden kat kat çok işkence ve zulm yapdılar. Târîh okuyanlar, bunu pek iyi bilir. Abbâsîlerin Ehl-i beyte karşı yapdıkları canavarca cinâyetlerden dolayı, Onların büyük dedeleri olan hazret-i Abdüllahı ve Onun babası hazret-i Abbâsı suçlu göstererek, bunlara la’net etmek, nasıl alçak bir iftirâ olur ise, Mervân soyundan olan halîfelerin, Abbâsîlerinkinden dahâ az olan suçlarını hazret-i Mu’âviyeye yüklemenin, dahâ saçma ve pek dahâ alçak bir iftirâ olacağı meydândadır. Hazret-i Mu’âviyenin oğulları, torunları asrlarca kötülük yapdı, diyenlere tekrâr bildirelim ki, o büyük sahâbînin âdil ve müttekî olan torunundan sonra hiçbir yakını işbaşına geçmedi. Hazret-i Mu’âviyenin Hâlid ismindeki oğlu saltanatı istemedi. Babası Onu ilm ve fen adamı olarak yetişdirmişdi. Meşhûr kimyâger Câbir, bu Hâlidin talebesi idi. Kimyâyı hocası Hâlidden öğrenmişdi. Meydânı boş bularak bu ma’sûm halîfeye pervâsızca saldırdılar. Akla ve ilme sığmıyan iftirâlarda bulundular.

Allahü teâlâ, O ma’sûm halîfeyi müdâfe’a etmek için, korumak için ve düşmanlarını rezîl etmek için, binlerle Ehl-i sünnet âlimi “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” yaratdı. Bu büyük âlimler, çeşidli kitâblarında, hazret-i Mu’âviyenin hakkını, üstünlüğünü, kıymetini bütün dünyâya yaydılar.

39 — (Hazret-i Hüseyne karşı, havsala-i ukûle sığmıyan avâkıb-i fecî’a ve şenî’a ve müdhişeyi, Mu’âviyenin evvelden bilmemesine, hayâtında takdîr ve tertîb etmemesine, hesâblamamış olmasına imkân yokdur) diyor.

Ziyâdın oğlu Ubeydüllahın meydâna getirdiği Kerbelâ fâci’asından dolayı yüreği sızlamıyan bir müslimân düşünülemez. Ehl-i sünnetin her ferdi bu kara günleri düşündükçe kan ağlamakdadır. Kerbelâ fâci’ası için muharremin onuncu günü mâtem yapıyorlar. Onlar senede bir gün mâtem yapıyor. Biz ise, senenin her günü mâtem yapmakdayız. Onlar hazret-i Hüseyn için, yalnız hazret-i Alînin oğlu olduğundan dolayı mâtem yapıyorlar. Biz ise, Resûlullahın, Muhammed aleyhisselâmın torunu olduğundan dolayı mâtem yapıyoruz. Biz sünnîler, hazret-i Alîyi, Resûlullahın dâmâdı olduğu için ve Onun emri ile, kükremiş arslan gibi kâfirlerle döğüşdüğü için çok seviyoruz. Hazret-i Mu’âviyeyi de, Resûlullahın kayınbirâderi olduğu için ve Allah yolunda kâfirlerle cihâd etdiği için çok seviyoruz. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Eshâbımı seviniz! Onları seven, beni sevdiği için sever. Eshâbıma düşmanlık etmeyiniz! Onlara düşmanlık eden, bana düşmanlık etmiş olur) buyurdu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.