401

Bizim vazîfemiz O büyüklerin hesâbını görmek değil, Onları sevmek ve saygı göstermekdir. Müslimân olana yakışan da budur. Fekat, islâm düşmanlarının tuzaklarına düşmüş olan, islâmiyyete düşman kesilmiş olan zındıklar, elbette bizim gibi düşünemez. Onlar Eshâb-ı kirâmı kötüliyerek, islâmiyyeti yıkmak yolundadırlar.

40 — (Mülkü iyi idare etmesi, tevsî’ eylemesi, nizâm ve intizâm kurması, zikr edilen ve sayılmakla bitmiyen, tükenmiyen, cinâyetlerini tahfîf eylemez ve afv etdirmez. Ehl-i beyt-i Nebîye ve Onların tarafdârı olan müslimânlara karşı me’mûr, akrabâ ve tarafdârlarının revâ gördükleri en kötü, zâlimâne, şenî’âne mu’âmeleler asrlarca sürmüş, işbu fitne ve fesâdlar, ihânet ve cinâyetler ve hıyânetler yürekleri sızlatacak, tüyleri ürpertecek hâlde devâm eylemişdir) diyor.

Yukarıda bildirdiğimiz gibi, zındıklar, hazret-i Mu’âviyenin her hareketine zâlimâne, câniyâne damgasını basmakdadır. Abbâsîler zemânında, Ehl-i beyte revâ görülen, bitmiyen, tükenmiyen cinâyetleri bile, O mubârek zâta yüklemekden sıkılmamakdadırlar. Yukarıdaki çirkin yazıları meydâna çıkaranların, su katılmamış şerâb gibi köpüren ve bulaşdıkları yerleri kirleten ümmülhabâis oldukları anlaşılmakdadır. Zerre kadar hayâ etmeden, fitne, fesâd, ihânet, cinâyet ve hıyânetler kaynağı damgasını vurdukları, O yüce sahâbînin tertemiz hakîkatini ortaya koyan olayları, islâm âlimlerinin kitâbları uzun uzun anlatmakdadır. Misâl olarak (Mir’ât-i kâinât) kitâbının yazılarını, olduğu gibi aşağıya alıyoruz:

Hazret-i Mu’âviye “radıyallahü anh”, Ebû Süfyânın, O da Harb’in, O da Ümeyyenin, O da Abdü-Şemsin ve O da Abdümenâfın oğludur. Abdümenâf Resûlullahın da dördüncü dedesidir. Hazret-i Mu’âviye, Resûlullah otuzdört yaşında iken, dünyâya gelmişdi. Babası Ebû Süfyân ile birlikde, Mekkenin alındığı gün, Resûlullahın önünde ondokuz yaşında iken îmâna geldiler.Îmânları kuvvetli oldu. Uzun boylu, beyâz, güzel yüzlü ve heybetli idi. Resûlullahın kayın birâderi idi ve Kur’ân-ı kerîm yazan kâtiblerinden idi. Resûlullahın birkaç kerre, (Yâ Rabbî! Onu doğru yolda bulundur ve başkalarını da doğru yola götürücü kıl!) ve (Yâ Rabbî! Mu’âviyeye iyi yazmağı ve hesâb yapmağı öğret! Onu azâbından koru! Yâ Rabbî! Onu memleketlere hâkim kıl!) hayrlı düâlarına kavuşmuşdu. Bundan başka, (Yâ Mu’âviye! Melik olduğun zemân, herkese iyilik et!) buyurarak, sultân olacağına işâret ve müjde eylemişdi. Kendisi diyor ki, (Resûlullahdan bu müjdeyi işitdikden sonra, halîfe olacağımı ümmid ediyordum).

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.