Fekat, Kur’ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfleri kendi câhil kafasına ve kısa görüşüne göre ma’nâlandırır. Bu bozuk anladıklarını, sapık düşüncelerini müslimânlık olarak yaymağa uğraşır. Ehl-i sünnet âlimlerinin doğru sözlerini beğenmez. İslâm âlimlerine câhil der. Böyle zındıklara da, şimdi aydın din adamı, (Müceddid) ve (Dinde reformcu) deniliyor. Böyle câhil, zındık, sahte din adamlarına aldanmamalı, bunların kitâblarını, mecmû’alarını okumamalıdır.
Müslimân olduğunu söyliyen, (Kelime-i şehâdet) okuyan kimseye, şübhe ile küfr damgası basılamaz. İbni Âbidîn, üçüncü cildde, mürtedleri anlatırken diyor ki, (Hülâsa) ve başka kitâblarda, (Müslimân olduğunu söyliyen bir kimsenin bir işinde veyâ sözünde birçok küfr alâmetleri ile bir îmân alâmeti veyâ küfr olması şübheli olan bir alâmet bulunsa, buna kâfir dememelidir. Çünki müslimâna iyi zan olunur). (Bezzâziyye) fetvâsında şunu da ekliyor ki, (Küfr alâmetini dilediği açıkca anlaşılınca, kâfir olur. Te’vîl etmemiz fâide vermez).
Din kelimesi, lügatda yol, iş ve mükâfat demekdir. Millet, yazı yazmak demekdir. Bir Peygamberin Allahü teâlâdan getirdiği inanılacak şeylere (Din) veyâ (Millet) yâhud (Usûl-i din) denir. Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât”, bu ma’nâda olan dinleri, milletleri hep birdir. Din, su kaynağı demekdir. Bir Peygamberin yapılmasını emr veyâ yasak etdiği şeylere (Ahkâm-ı dîniyye) ve (Fürû’ı din) denilmişdir. Peygamberlerin dinleri başka başkadır. Bugün, din deyince îmân edilecek bilgiler ve islâm birlikde anlaşılmakdadır. Muhammed aleyhisselâmın dînine (İslâm dîni) veyâ (İslâmiyyet) denir.
Her mü’minin, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri îmân edilecek şeyleri öğrenmesi ve bunlara göre inanması vâcibdir. Bunlara kısaca inanan, doğru mü’min olur. Fekat sebeblerini öğrenmediği için günâha girer. Yapılması ve sakınılması lâzım olan ahkâmın delîllerini, sebeblerini öğrenmek emr olunmadı. Bunların sebeblerini bilmemek günâh olmaz.
Büyük günâh işliyenin îmânı gitmez. Harâma halâl derse, îmânı gider. Günâhlar ikiye ayrılır:(Kebâir), büyük günâhlardır. En büyükleri yedidir. 1) Birşeyi Allahü teâlâya ortak yapmak. Buna şirk denir. Şirk, küfrün çeşidlerinden en kötüsüdür. 2) Bir insanı veyâ kendini öldürmek. 3) Sihr, ya’nî büyü yapmak. 4) Yetîm malı yimek. 5) Fâiz alıp vermek. 6) Muhârebede düşman karşısından kaçmak. 7) Temiz kadınları kazf etmek, ya’nî nâmûssuz demek.