401

Hıristiyanlıkda protestanlık adında melez bir zümre çıkarıldığı gibi, bu sapık da, Ehl-i sünneti beğenmeyip, islâmiyyete garbın dinsiz felsefesini sokuşdurmağa kalkışdı. Bu da, cevâbını aldı. Fekat ne yazık ki, Kâhire mason locası başkanı olan Abduhun zehrli fikrleri, bir yandan Mısrda Câmi’ul-ezhere yayıldı. Böylece Mısrda, Reşîd Rızâ ve Ezher medresesi Rektörü Mustafâ Merâgî ve Kâhire müftîsi Abdülmecîd Selîm ve Mahmûd Şeltüt ve Tentavî Cevherî ve Abdürrâzık pâşa ve Zekî Mubârek ve Ferîd Vecdi ve Abbâs Akkâd ve Ahmed Emîn ve Doktor Tâhâ Hüseyn pâşa ve Kâsım Emîn gibi (Dinde reformcular) türedi. Bir yandan da, üstâdları Abduha yapıldığı gibi, bunlara da ilerici islâm âlimi denilerek, kitâbları türkçeye terceme edildi. Birçok din adamının doğru yoldan kaymasına sebeb oldular.

Büyük islâm âlimi, ondördüncü asrın müceddidi olan seyyid Abdülhakîm Efendi “rahmetullahi aleyh”, (Kâhire müftîsi Abduh, islâm âlimlerinin büyüklüğünü anlıyamamış, islâm düşmanlarına satılmış, sonunda mason olarak, islâmiyyeti içerden yıkan azılı kâfirlerden olmuşdur. İzmirli İsmâ’îl Hakkı, Ömer Rıza Doğrul, Hamdi Akseki ve Şerâfeddîn Yaltkaya ve Şemseddîn Günaltay ve Mustafâ Fevzî ve Konyalı Vehbî ve Muhammed Âkif ve dahâ nice din adamları, onun kitâblarını okuyarak te’sîri altında kalmışlar, çeşidli yollar tutmuşlardır) buyurdu.

Abduh gibi küfre veyâ dalâlete sürüklenenler, kendilerinden sonra gelen genç din adamlarını da doğru yoldan çıkarmak için, âdetâ birbirleri ile yarış etmişler, (Ümmetimin felâketi, fâcir [sapık] olan din adamlarından olacakdır) hadîs-i şerîfinin haber verdiği felâketlere önayak olmuşlardır.

Abduhun Mısrda yetişen çömezleri de, boş durmamış, kahr ve gadab-ı ilâhînin tecellîsine sebeb olan çok sayıda zararlı kitâbları neşr etmişlerdir. Bunlardan biri, Reşîd Rızânın(Muhâverât) kitâbı olup, Hamdi Akseki tarafından türkçeye terceme edilerek, (İslâmda birlik) gibi bir ism takılmış ve 1332 [m. 1914] de İstanbulda basılmışdır. Bu kitâbında, üstâdı gibi, Ehl-i sünnetin dört mezhebine saldırmış, mezhebleri fikr ayrılığı sanarak ve ictihâd usûl ve şartlarını, te’assub ve münâkaşa şeklinde göstererek, (İslâm birliğini bozmuşlardır) diyecek kadar dalâlete düşmüşdür. Dört mezhebden birini taklîd eden, bindörtyüz seneden beri gelmiş, milyonlarla hâlis müslimân ile âdetâ alay etmişdir. Asrın ihtiyâclarını karşılamağı, dîni, îmânı değişdirmekde arıyacak kadar islâmiyyetden uzaklaşmışdır. Dinde reformcuların birleşdikleri tek nokta, kendilerini gerçek müslimânlığı ve asrın ihtiyâclarını kavramış geniş kültür sâhibi bir islâm âlimi olarak tanıtmaları, islâm kitâblarını okuyup, anlayıp, Resûlullahın vârisi oldukları müjdelenmiş ve (Zemânların en hayrlısı, Onların zemânıdır) hadîs-i şerîfi ile övülmüş olan Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda giden hakîkî sâlih müslimânlara da, avâm gibi düşünen taklîdciler demeleridir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.