Peygamberlerin sonuncusunun mubârek ismini alaya alanlar ve analarının, babalarının koydukları mubârek ismleri uydurma ismlerle değişdirenler türedi. Kurban bayramında, müslimânın kesmesi vâcib olan sığırın kesilmesi Hindistânda yasak edildi. Câmi’ler yıkılıyor veyâ müze, depo yapılıyor. İslâm mezarlıkları, oyun yeri, çöplük yapılıyor. Kâfirlerin kiliseleri, eski eser diyerek onarılıyor. Onların ibâdetleri, bayram günleri, müslimânlarca da kutlanıyor. Sözün kısası, islâm dîninin îcâbları, âdetleri tahkîr ediliyor. Yâhud, büsbütün terk ediliyor. Bunlara gericilik deniyor. Kâfirlerin, dinsizlerin âdetleri, bozuk dinleri, ahlâksızlıkları, hayâsızlıkları övülüyor. Bunların yayılmasına çalışılıyor. Hind kâfirlerinin bozuk, iğrenç kitâbları, romanları, şarkıları müslimânların diline çevrilerek piyasaya sürülüyor. Böylece, islâm dîninin, islâmın güzel ahlâkının yok edilmesine çalışılıyor. Bunun sonucu olarak, müslimânların îmânları gevşemekde, inanmıyanlar, inkâr edenler türemekdedir. Hattâ, küfr hastalığının tabîbleri olan din adamları da, bu âfete yakalanmakda, felâkete sürüklenmekdedirler.
Müslimân çocuklarının îmânlarının böyle bozulmasına sebeb olan şeyleri araşdırdım. Şübhelerinin nereden geldiğini tedkîk etdim. Îmânlarındaki gevşekliğin yalnız bir sebebi olduğunu anladım. Bu sebeb de, Resûlullahdan bugüne kadar, çok zemân geçmiş olması ve geri kafalı, kısa görüşlü ve din câhili birkaç siyâset adamı ile fen adamı geçinen birkaç câhilin din üzerindeki sözlerinin doğru sanılmasıdır. Bu fen yobazlarının yazılarını okuyup inanan ve bunun için kendilerine aydın, ilerici adını veren birkaç kimse ile konuşdum. Bunların dahâ çok, Peygamberlik makâmını anlamakda yanıldıklarını gördüm. (Peygamberler, insanların birbirleri ile iyi geçinmeleri, iyi huylu olmaları için çalışmışlardır. Bunun, âhiret hayâtı ile bir ilgisi yokdur. İyi geçinme yollarını ve güzel huyları felsefe kitâbları da bildirmekdedir. İmâm-ı Muhammed Gazâlî (İhyâ-ül-ulûm) kitâbını dörde ayırmış. Birisinde güzel huyları bildirmiş. Bunlara (Münciyyât) demiş. Üçünde de nemâzı, orucu ve diğer ibâdetleri yazmışdır. Bu kitâbı, felsefe kitâbları gibidir. Bu da, ibâdetlerin müncî olmadığını, kurtuluşun güzel huylarla olacağını gösteriyor) diyenleri çok gördüm. Çoğu da, (Peygamberi, âyetlerini ve mu’cizelerini işitip de, aradan asrlar geçmiş olduğu için, bu habere inanmıyan kimse, dağda, çölde yaşayıp da, Peygamberi hiç işitmiyen kimse gibidir. Bunun îmân etmesi lâzım olmadığı gibi, birincisine de lâzım olmaz) dediler.