401

İKİNCİ CİLD, 68. ci MEKTÛB

Âlimlerin sonra gelenleri, Allahü teâlânın dünyâda müşâhede edileceğini bildirdiler. Müşâhede, kalb ile görmek demekdir. (Tearrüf) kitâbının sâhibi [Ebû İshak Muhammed Gülâbâdî[1]] diyor ki, (Allahü teâlânın, dünyâda göz ile de, kalb ile de görülemiyeceği sözbirliği ile bildirildi). Görülüyor ki, âlimlerin önce gelenleri, kalb ile de görülemez dediler. İmâm-ı Rabbânî de böyle buyurdu. Ya’nî, dünyâda zıllerden bir zıl müşâhede olunur. Zıl ise, zât-ı ilâhî değildir. Şâh-ı Nakşibendin, (Her söylenen, işitilen ve görülen ve her bilinen, O değildir. Bunların hepsini, Lâ derken yok etmelidir) sözü de bunu bildiriyor. Molla Câmî, (Nefehât)da diyor ki, (Peygamberimize, rü’yâda (Tevhîd) nedir denildikde, (Kalbine ve hayâline gelen herşey, o değildir) buyurdu.) Ba’zı büyüklerden, bu müşâhedeyi nakl edenler, bunların bu makâmdan terakkî etmiyerek, bu müşâhedenin zâil olmadığını nerden biliyorlar?

İKİNCİ CİLD, 80. ci MEKTÛB

Hükûmet adamlarından ve başkalarından gelen zulmler, elemler, yalnız zâhire [bedene ve dimâga]dır. Bâtına [kalbe] sirâyet etmez. Âhiretde sevâb verilmesine, dünyâda bâtının nûrunun artmasına sebeb olurlar. İnsandan insanlık sıfatları zâil olmaz. Bâtın, Allahdan gelen şeylerden râzı iken, zâhir üzülür.

Derdlerin, belâların gitmesi için, kalb ile istigfâr okumak çok fâidelidir. Çok tecribe edilmişdir. Ölümden başka her derdden kurtarır. [Eceli gelenin de, ağrısız, sıkıntısız ölmesine yardım eder.] Çünki, hadîs-i şerîfde, (İstigfâra devâm edeni, çok okuyanı, Allahü teâlâ, derdlerden, sıkıntılardan kurtarır. Onu, hiç ummadığı yerden rızklandırır) buyuruldu. [(Merâkıl-felâh)daki hadîs-i şerîfde, (Her nemâzdan sonra, üç kerre Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel-kayyûme ve etûbü ileyh okuyanın bütün günâhları afv olur)buyuruldu.] Bu fakîr [Muhammed Ma’sûm] farz nemâzlardan sonra, yetmiş kerre istigfâr okuyorum. Hadîs-i şerîfe uyarak, üç def’a (Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyelkayyûme ve etûbü ileyh) okudukdan sonra, gerisinde yalnız (Estagfirullah) diyorum. Bunun ma’nâsı, (Beni afv et Allahım!) demekdir. 125.ci sahîfeye bakınız! Alî bin Ebî Bekr,[2](Meâricülhidâye)de diyor ki, (İstigfârlardan meşhûr olanı, Peygamberimizden haber verilen,(Bir kimse, Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüverrahmanürrahîm el-hayy-ül-kayyûmüllezî la-yemûtü ve etûbü ileyh Rabbigfir lî) istigfâr düâsını yirmibeş kerre okursa, odasında, âilesinde, evinde ve şehrinde hiç kazâ, belâ olmaz)dir.

Bunu ayrıca her sabâh ve akşam da üç kerre okumalıdır. (Tergîb-üs-salât) 123.cü sahîfesinde yazılı hadîs-i şerîfde (Cum’a günü sabâh nemâzından önce, üç kerre istigfâr düâsını, ya’nî (Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel kayyûm ve etûbü ileyh) okuyan kimsenin ve anasının ve babasının günâhları afv olur) buyuruldu. Her gün yatınca, (Yâ Allah, yâ Allah, estagfirullah min külli mâ kerihallah) çok okuyup, sonunda bir kelime-i tevhîd okumalıdır.

[1] Gülâbâdî hanefî 384 [m. 994] de vefât etdi.

[2] Bu ism, arabî (Misbâh-ül-enâm) da çok yazılıdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.