2 — Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” dünyâya yayılan nasîhatlarından biri şudur:
(Allahü teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gadâb ve azâb edeceğine alâmet, dünyâya ve âhırete fâidesi olmıyan şeylerle meşgûl olması, zemânlarını lüzûmsuz şeylerle öldürmesidir. Bir kimsenin ömründen bir sâati, Allahü teâlânın beğenmediği bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişmân olsa, üzülse yeridir. Bir kimse kırk yaşını geçdiği hâlde onun hayrlı işleri, ya’nî sevâbları, kötü işlerinden, ya’nî günâhlarından ziyâde olmadı ise, Cehenneme hâzırlansın).
3 — Bu hadîs-i şerîfin ma’nâsını iyi anlayanlara, bu nasîhat yetişir.
4 — Nasîhat vermek kolaydır. Nasîhat kabûl etmek güçdür. Çünki, nefslerine uyanlara, dünyâ zevklerinin peşinde koşanlara, nasîhat acı gelir, harâmlar ise tatlı gelir. Bunun için, Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, meâlen (Kâfirlerle harbediniz! Harb, size, acı ve sıkıntılı gelir. Size zor gelen şeyler, ya’nî Allahü teâlânın emrleri, sizin için hayrlıdır, iyidir. Size iyi gelen, sevdiğiniz şeyler, ya’nî harâmlar, size zararlıdır, fenâdır. Hayrlı olanları Allahü teâlâ biliyor, siz bilmiyorsunuz)buyurdu. Hele senin gibi, ilm ismi verilen ve ilm şekline sokulan, lüzûmsuz şeyleri öğrenenlere ve ilmi, dünyâda ve âhıretde kendine ve insanlara fâideli olmak için değil, herkese büyüklük satmak için ve yalnız dünyâlık kazanmak için okuyup, âhıretlerini düşünmiyenlere nasîhat te’sîr etmez. Amelsiz ilm, insanı kurtarır zannediyorsun ve ilm sâhibi olunca, amel etmeden kurtuluruz sanıyorsun. Bu hâlinize çok şaşılır. Çünki ilmi olan kimsenin, amelsiz kuru ilmin kıyâmetde kendine zarar vereceğini, bilmiyordum, diye özr ve behâne yapamıyacağını bilmesi lâzımdır. Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” şu hadîs-i şerîfini de işitmediniz mi? Buyuruyor ki, (Kıyâmet günü azâbların en şiddetlisi, elbette, ilminin fâidesini görmiyen âlime olacakdır). Büyüklerden biri “rahmetullahi aleyh”, Cüneyd-i Bağdâdîyi “kaddesallahü rûhah”, rü’yâda görüp ne hâlde olduğunu sorunca, Cüneyd buyurdu ki, o kadar sözlerim, keşf ve işâretlerim, ya’nî zâhirî ve bâtınî bilgilerim hep harâb oldu, tükendi; yalnız bir gece kıldığım iki rek’at nemâz imdâdıma yetişdi.
5 — Ameli, ibâdeti elden bırakma! Kalbe âid hâlleri ve bilgileri unutma! Ya’nî hareketlerin ilme, hâllerin de, tesavvufa uygun olsun!