401

Kur’ân-ı kerîmde, Tûr sûresi kırkdördüncü âyetindeki (kisfen) kelimesi, işte gökden inen Ebû Mensûru bildiriyor, derler. Peygamberlik bitmedi. Dahâ Peygamber gelecek derler. Cennet, sevmemiz lâzım gelen imâm demekdir. Cehennem de, düşmanlık etmemiz îcâb eden kimselerdir. Meselâ Ebû Bekr, Ömer “radıyallahü teâlâ anhümâ” demekdir, derler. Farzlar da, sevmemiz emr olunan kimseler demekdir. Harâmlar da düşman olmamız emr edilen kimselerdir, derler.

Hattâbiyye fırkası, Hattâb-ı Esedînin yolunda gidenlerdir. Bu, imâm-ı Ca’fer Sâdıkın “rahmetullahi aleyh” talebesi idi. İmâm, bunun, kendine karşı taşkınlık etdiğini görünce, gücendi ve yanından koğdu. Fekat, o, imâmın vefâtından sonra kendisinin imâm olduğunu söyledi. Bunun yolunda olanlar, (İmâmlar Peygamberdir. Hattâ, Allahın oğullarıdır. Ca’fer Sâdık, ilâhdır. Fekat, Ebülhattâb, ondan ve Alîden dahâ üstündür) derler. Düşmanlara karşı, dostları korumak için, yalancı şâhidliği halâldir, derler. Cennet, dünyâda, iyi, râhat yaşamakdır. Cehennem de, dünyâ elemleri, sıkıntıları demekdir, derler. Dünyâ böyle gelmiş, böyle gider. Kıyâmet kopmaz. Cenneti, Cehennemi görüp, söyliyen, gidip gelen var mı, derler. Bunun için harâmları işleyip farzları yapmazlar.

Gurâbiyye fırkası, Muhammed “aleyhisselâm” Alîye çok benziyordu. Karganın kargaya, sineğin sineğe benzemesinden dahâ çok benziyordu. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmi Alîye götürmek için emr vermişdi. Çok benzediklerinden, Cebrâîl, yanılarak, Muhammed “aleyhisselâm”a götürdü, diyorlar. Bunun için, Cebrâîl “aleyhisselâm”a la’net ediyorlar.

Zemmiyye fırkası, Muhammed aleyhisselâmı kötülüyor. Alî, ilâhdır. Muhammed aleyhisselâmı Peygamber yapmışdı. Muhammed aleyhisselâm insanları Alîye bağlıyacağı yerde, kendisine bağladı, diyorlar. Bunlardan bir kısmı ise, Muhammed aleyhisselâm ilâhdır, diyor. Ya’nî bir kısmı, Muhammed aleyhisselâmı dahâ üstün tutuyor. Bir kısmı, Alîyi “radıyallahü anh” üstün tutuyor. Ba’zısı, ehl-i abâ [palto altında bulunan] Muhammed, Alî, Fâtıma, Hasen, Hüseyn bir bütündür. Aynı bir rûh, beşine birlikde hulûl etmişdir. Birbirlerinden üstünlükleri yokdur. Fâtıma da, erkekdir, derler.

Yûnusiyye fırkası, Yûnus bin Abdürrahmânın yolunda olanlardır. Allah, Arş üstünde oturuyor. Melekler, Onu, Arş üstüne çıkardı ise de O, meleklerden dahâ kuvvetlidir. Turna kuşu iki ayağı yardımı ile gidiyor ise de, kendisi, ayaklarından dahâ büyük ve dahâ kuvvetli olması gibidir, derler.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.