480

Peygamberimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” (Vatan sevgisi îmândandır) buyurmuşdur. Bunun için, vatanına saldıranlara karşı hükûmet harb ederken, seve seve askerlik vazîfesini yapar. Yukarıda bahs etdiğimiz 1560 târîhli bir Alman râhibi tarafından yazılan eserde şöyle denilmekdedir: (Müslimân Türklerin niçin her seferde bizi yendiklerini şimdi anladım. Burada bir gazâ olduğu zemân, Müslimânlar derhâl silâhlarına sarılıp, vatanları ve dinleri uğruna seve seve çarpışmakda ve ölmekdedirler. Gazâda ölenlerin Cennete gideceklerine inanıyorlar. Hâlbuki bizde bir harb ihtimâli olunca, herkes askere gitmemek için saklanacak yer arar. Zorla askere alınanlar ise, isteksiz döğüşürler).

Allahü teâlânın, kullarının nasıl olmasını istediği Kur’ân-ı kerîmde ne güzel açıklanmakdadır: Fürkân sûresinin 63-69. âyet-i kerîmelerinde meâlen, (Rahmânın [ya’nî kullarına acıması çok olan Allahü teâlânın fazîletli] kulları, yer yüzünde gönül alçaklığı ve vakâr ile yürürler. Câhiller kendilerine sataşdığı zemân onlara, (sağlık, esenlik size) gibi güzel sözler söyliyerek doğruluk ve tatlılıkla günâhdan sakınırlar. Onlar, Rableri için, secde ve kıyâm ederek [ya’nî nemâz kılarak] gecelerler. [Ona hamd ederler.] Onlar (Rabbimiz Cehennem azâbını bizden uzaklaşdır. Doğrusu Onun azâbı devâmlı ve acıdır, orası şübhesiz ne kötü bir yer ve ne kötü bir durakdır) derler. Onlar sarf etdikleri zemân, ne isrâf, ne de cimrilik ederler, ikisi ortası bir yol tutarlar ve kimsenin hakkını kesmezler. Onlar Allaha ortak koşmazlar. Allahın harâm etdiği cana kıyıp, kimseyi öldürmezler. [Ancak suçluları cezâlandırırlar.] Zinâ etmezler). Ve 72-74. âyetlerinde, ([Allahü teâlânın sevdiği, fazîletli kullar], Yalan yere şehâdet etmezler. Fâidesiz ve zararlı işlerden kaçınırlar. Böyle fâidesiz veyâ güçle yapılan bir işe tesâdüfen karışacak olurlarsa, yüz çevirip vakârla uzaklaşırlar. Kendilerine Allahın âyetleri hâtırlatıldığı zemân, körler ve sağırlar gibi görmemezlik, dinlememezlik etmezler. Onlar, (Yâ Rabbî, bize zevcelerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzü aydınlatacak sâlih kişiler ihsân et! Bizi, Allaha karşı gelmekden sakınanlara önder yap! diye yalvarırlar) buyurulmuşdur.

Bundan başka, Sâf sûresinin ikinci ve üçüncü âyetlerinde meâlen,(Ey îmân edenler! Yapmadığınız bir şeyi niçin söylersiniz? Yapamadığınız şeyi yapdık demeniz, Allah katında büyük öfkeye sebeb olur) buyurulmuşdur ki, bu da, bir insanın yapamıyacağı bir şeyi va’d etmesinin, onu Allah katında kötü kişi yapacağını göstermekdedir.

Hakîkî müslimân, dînine, anasına, babasına, hocasına, âmirine, memleketin büyüklerine ve kanûnlara karşı son derecede saygılıdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.