6) İnsanlar arasında kardeşlik fikri, hiç bir dinde, islâm dîninde olduğu şeklde bildirilmemişdir. Müslimân olan herkes, hangi ırkdan, hangi milletden, hangi renkden ve hangi dilden olursa olsun, birbirlerinin din kardeşleridir. Siyâsî düşünceleri ne olursa olsun, birbiri ile kardeşdirler. Bu büyüklük hiç bir dinde yokdur.
7) İslâm dîni, dünyâda kadınlara da büyük haklar veren bir dindir. İslâm dîni, kadına en büyük yeri vermişdir. Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm, (Cennet anaların ayağı altındadır)buyurmuşdur.
İslâm dîni, diğer dinlere mensûb olanların yapdıkları eserlere hurmet etmiş, bunları barbarlar gibi yıkmamışdır. İstanbulda Fâtih ve Sultân Ahmed câmi’leri yapılırken, Ayasofyanın ba’zı kısmlarını model almakdan çekinmemişlerdir. Müslimânlar bütün târîh boyunca, diğer din mensûblarına en büyük adâleti ve merhameti göstermişlerdir.
İşte bütün bunlar için, ben müslimânlığı kendime din olarak seçdim.
12
Dr. BENOİST [ALÎ SELMÂN]
(Fransız)
Ben bir doktorum ve koyu katolik bir âileye mensûbum. Fekat doktorluğu meslek olarak seçmem ve pozitif, tecribî, tabî’î ilmlerle meşgûl olmam, bende hıristiyanlığa karşı büyük bir nefret uyandırmışdı. Din husûsunda âile ferdlerim ile aynı fikrde değildim. Evet, büyük bir Hâlık [yaratıcı] vardı ve ben de Ona, ya’nî Allahü teâlâya inanıyordum. Fekat hıristiyanlığın, bilhâssa katoliklerin bu büyük yaratıcı etrâfında meydâna getirdikleri dürlü dürlü garîb ilahlar, oğullar, Rûh-ul-kudsler, Îsâ aleyhisselâmın Allahın oğlu olduğunu isbât için akl almaz uydurmalar ve dahâ bir takım hurâfeler, âyinler, dürlü dürlü merâsimler, beni Allahü teâlâya yaklaşdırmıyor, aksine Ondan uzaklaşdırıyordu.
Ben, bir tek Allahın varlığına inandığımdan, hiç bir zemân teslîsi (üç tanrıyı) kabûl etmedim ve Îsâ aleyhisselâmı hiç bir zemân Allahın oğlu olarak tanımadım. Demek oluyor ki, ben dahâ islâmiyyeti tanımadan evvel, Kelime-i şehâdetin yarısı olan (Lâ ilahe illallah)kısmını çokdan kabûl etmişdim. İslâm dîni ile meşgûl olmağa başladığım ve Kur’ân-ı kerîmde rastgeldiğim meâl-i şerîfi, (Söyle ki, Allahü teâlâ birdir, doğmamışdır ve doğurmaz ve Ona benzer hiç bir varlık yokdur) olan İhlâs sûresini okuduğum zemân, (Aman Allahım, işte ben tam buna inanıyorum) dedim ve içimde büyük bir ferâhlık duydum.