480

–8–

HİLYE-İ SE’ÂDET

Eshâbına nasîhatdan sonra,
Fahr-i âlem dedi, benden sonra,

Hilye-i pâkimi, görse biri,
olur o, yüzümü görmüş gibi.

Gördükde, hubbu hâsıl olsa,
ya’nî, hüsnüme âşık olsa.

Beni görmeği etse arzû,
kalbi, sevgimle olsa dolu.

Cehennem olur, ona harâm,
Rabbim, Cenneti eder ikrâm.

Dahî, haşretmez çıplak, ânı Hak,
olur gufrânına, Hakkın mülhak.

Denildi ki, hilye-i Resûli,
severek yazsa, birinin eli,

Eder Hak, onu korkudan emîn,
belâ ile dolsa, rûy-i zemîn.

Hastalık görmez, dünyâda teni,
ağrı çekmez hiç, bütün bedeni.

Günâh etmiş ise de, bu adam,
Cehennem cismine, olur harâm.

Âhiretde azâbdan kurtulur,
dünyâda her işi, kolay olur.

Haşreyler, ânı hem, Rabb-i celle,
dünyâda, Resûlü görenlerle.

Hilye-i Nebîyi, güç iken beyân,
başlarız, ona oldukça imkân.

Sığınarak Zülcelâle,
vasf ederiz âcizâne.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.