480

Anlatanlar, O âlî nesebi,
dedi, iri kemikliydi Nebî.

Her kemik iri, merdâne idi,
sûreti, sîreti şâhâneydi.

Mübârek a’zâsının her biri,
uygun yaratılmışdı hem, kavî.

Çok hoş idi, her uzvu ânın,
âyetleri gibi, Kur’ânın.

Elleri ayası, O sultânın,
ayakları altı, dahî ânın.

Geniş ve pâk idi, nâzik mergûb,
tâze gül gibi, latîf ve mahbûb.

Çok mevzûn idi, der ehl-i nazar,
o kerâmetli, mübârek eller.

Selâm verseydi, birine eğer,
tebessüm ederdi hep, Peygamber.

Bir iki gün, geçseydi aradan,
hattâ uzasaydı da, bir aydan.

Belli olurdu, hoş kokusundan,
o kimse, adamlar arasından.

Billûr gibiydi, ten-i bîmûyu,
nice medh edeyim, ol pehlûyu.

Dostu seyr etmek için, O şerîf,
göz olmuşdu, bütün cism-i latîf.

Kemâl üzereydi, nâzik teni,
Hallâk göstermişdi. hikmetini.

Yokdu, göğsünde, karnında aslâ,
hiçbir kıl, sanki gümüş levha.

Göğsü ortasından aşağı yalnız,
bir sıra kıl, dizilmişdi, hilâfsız.

Bu siyâh hat, mübârek bedeninde,
hoşdu, hâle gibi, ay çevresinde.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.