İslâmiyyet gitdi. Yalnız adı kaldı. İttihâdcılar zemânında, kanûn yapanlar, beğler, pâşalar da, islâm düşmânı oldu. İslâmı yıkıcı kanûnlar çıkardılar. Dîne, îmâna bağlılık, suç oldu. Bir çok müslimânı asdılar, kesdiler, Dînin emrlerini yaymağa, harâmlardan sakınmağa bölücülük denildi. Emr-i ma’rûf yapanlara, ya’nî islâmiyyeti doğru olarak söyleyenlere, yazanlara rejim düşmânı denildi. Elhamdülillah! Hıristiyanların, bu hücûmları şimdi kalmadı. Azîz yurdumuzda, islâm güneşi yeniden parlıyor. Düşmânların yalanları, hiyânetleri meydâna çıkdı. Hakîkî din bilgileri serbestçe yazılıyor. Şimdi her müslimânın bu hürriyyete şükr etmesi, ecdâdımızın, uğrunda canlarını fedâ etdikleri, mukaddes dînimizi, doğru olarak öğrenmeğe çalışması lâzımdır. Evlâdlarımıza, dînimizi öğretmezsek, islâmiyyete uymağa alışdırmazsak, pusuda bekliyen düşmânlar ve bunlara satılmış olan ahmaklar, tekrâr hücûm ederek, yavrularımızı aldatacaklardır. Bütün Avrupa, Amerika milletleri, öldükden sonra, tekrâr dirilmeğe, Cennetin, Cehennemin var olduğuna inanıyor. Kiliseleri, havraları, her hafta dolup taşıyor. Mekteblerinde, din dersleri, mecbûrî okutuluyor. Avrupalılara, Amerikalılara, akıllı, ilerici, medenî diyerek, yalan, içki, kumar, fuhuş ve zinâ yapmakda, onları taklîd etmekle öğünen kimse, onlar gibi inanmayınca yalancı olmuyor mu? Biz müslimânlar, hıristiyanlara câhil, ahmak ve gerici diyoruz. Çünki onlar, Îsâ aleyhisselâmda ve annesinde ülûhiyyet sıfatı bulunduğuna da inanıp, onu put yapmışlar. Ona tapınıyor. Müşrik oluyorlar. Dünyâ işlerinde, Muhammed aleyhisselâmın dînine uygun olarak çalışanları, Allahü teâlânın ni’metlerine kavuşarak, râhat ve huzûr içinde yaşıyorlar ise de, bu yüce Peygambere ve islâmiyyete inanmadıkları için, Cehennemde sonsuz yanacaklardır.]
[1] Şemsüddîn Sâmi, 1322 [m. 1904] de İstanbulda vefât etdi.
Şimdi size hakîkî bir müslimânın nasıl hareket etmesi îcâb etdiğini göstermek için, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” bir mektûbunu aynen aşağıda nakl ediyoruz:
Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” bütün müslimânlara hitâben yazdırdığı mektûb şöyledir: [Aslı Feridun beğin (Mecmû’a-i Münşeât-üs-selâtîn)kitâbı, birinci cild otuzuncu sahîfesindedir.]
(Bu yazı, Abdüllah oğlu Muhammedin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bütün hıristiyanlara verdiği sözü belirtmek için yazılmışdır. Şöyle ki, Allahü teâlâ, kendisini rahmet ile müjdelemiş, insanlar üzerindeki emâneti muhâfaza edici kılmışdır.