İslâm âlimlerinin şimdi de, dünyânın hemen her yerinde, islâm i’tikâdını yaymağa, savunmağa çalışdıkları şükrânla görülmekdedir. İslâmiyyeti Eshâb-ı kirâmdan işiterek, kitâblara yazan doğru yolun âlimlerine (Ehl-i sünnet âlimleri) denir. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarını okumamış veyâ anlıyamamış, tektük kimsenin, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden yanlış ma’nâlar çıkararak, uygunsuz konuşmaları ve yazıları da görülüyor ise de, böyle sözler ve yazılar, müslimânların sağlam îmânı karşısında, eriyip gitmekde, sâhibinin bilgisizliğini göstermekden başka te’sîri olmamakdadır.
Müslimân olduğunu söyliyen veyâ cemâ’at ile nemâz kılarken görülen bir kimsenin müslimân olduğu anlaşılır. Sonra, bunun bir sözünde, yazısında veyâ bir hareketinde, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri îmân bilgilerine uymıyan birşey görülürse, bunun küfr veyâ dalâlet olduğu kendisine anlatılır. Bundan vazgeçmesi, tevbe etmesi söylenir. Kısa aklı, bozuk düşüncesi ile cevâb verip vazgeçmezse, bunun sapık veyâ mürted olduğu yâhud ingiliz kâfirlerine satılmış olduğu anlaşılır. Nemâz kılsa, hacca gitse, her ibâdeti ve iyiliği yapsa da, bu felâketden kurtulamaz. Küfre sebeb olan şeyden vazgeçmedikce, bundan tevbe etmedikce müslimân olamaz. Her müslimân, küfre sebeb olan şeyleri iyi öğrenerek, mürted olmakdan korunmalı, kâfir olanları ve müslimân görünen zındıkları ve ingiliz câsûslarını iyi tanıyıp, zararlarından sakınmalıdır.
Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden, yanlış, bozuk ma’nâlar çıkarılacağını, böylece yetmişiki dürlü sapık müslimân fırkanın türeyeceğini, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz haber vermişdir. (Berîka) ve (Hadîka) kitâbları, bu hadîs-i şerîfi, (Buhârî) ve (Müslim) kitâblarından alarak, açıklamakdadırlar. Büyük islâm âlimi ve din profesörü adı altında ortaya çıkmakda olan bu sapık fırkalardaki kimselerin kitâblarına, konferanslarına aldanmamalı, bu din, îmân hırsızlarının tuzaklarına düşmemek için, çok uyanık olmalıdır. Bu câhil müslimânlardan başka, komünistlerle masonlar bir yandan, hıristiyan misyonerleri ve ingilizlere satılmış olan vehhâbîler ile yehûdî siyonistleri de bir yandan, yeni yeni üsûllerle, müslimân yavrularını aldatmağa çalışıyorlar. Uydurma yazılar, filmler, tiyatrolar ve radyo, televizyon neşriyyâtı ile, islâmı ve îmânı yok etmeğe uğraşıyorlar. Bu yolda milyarlarca lira harc ediyorlar. İslâm âlimleri “rahime-hümullahü teâlâ”, bunların hepsine gerekli cevâbları önceden yazmışlar, Allahü teâlânın dînini, huzûr ve kurtuluş yolunu bildirmişlerdir.
Hakîkî âlimlerden, büyük islâm âlimi, mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Osmânînin “kuddise sirrûh” (İ’tikâdnâme) kitâbını seçdik. Bu kitâb, Kemâhlı merhûm hâcı Feyzullah efendi tarafından türkçeye terceme edilerek (Ferâid-ül-fevâid) ismi verilmiş ve hicrî 1312 senesinde Mısrda tab’ edilmişdir. Bu tercemeyi sâdeleşdirerek, (Herkese Lâzım Olan Îmân) adını verdik. Birinci baskısı 1966 da yapıldı.