129

Sonra, ânî bir harb başlatıp, İslâmın köklerini kazıyacağız[1].)

[1] İngilizler, islâmiyyeti imhâ etmek için hâzırladıkları, yirmibir maddeyi, iki büyük, Hindistân ve Osmânlı islâm devletini yıkmak için tatbîk etdiler. Hindistânda, (Vehhâbî), (Kâdıyânî), (Teblîg-ı cemâ’at), (Cemâ’at-i islâmiyye) gibi bozuk islâm fırkaları meydâna getirdiler. Sonra ingiliz ordusu, Hindistânı kolayca işgâl edip, koca islâm devletini yok etdi. İslâm âlimlerini zindanlarda, ölüme terk etdi. Sultânı da habs edip, iki oğlunu parçaladılar. Asrlardan beri, muhâfaza edilen zî-kıymet eşyâyı, nâdîde, güzîde hazîneleri yağma ederek, gemilerle Londraya taşıdılar. Hind sultânlarından Şâh-ı cihânın, 1041 [m. 1631] de, zevcesi Ercümend beygüm hanımın Agradaki kabri üzerine yapdırdığı (Tac-mahal) ismindeki türbenin dıvarlarından çaldıkları elmâs, zümrüd, yâkut gibi kıymetli taşların yerleri, şimdi çamur ile sıvalıdır. Bu çamurlar, ingiliz vahşetini, dünyâya i’lân ediyorlar. Çaldığı bu servetleri, İslâmiyyeti yok etmek için kullanmakdadırlar. Bir islâm şâirinin dediği gibi, (Zâlimin zulmü varsa, mazlûmun da Allahı var!) adâlet-i ilâhiyye tecellî ederek, ikinci cihân harbinde, cezâlarını buldular. Almanların İngiltereyi işgâlinden korkan, ingiliz zenginleri, kilise mensûbları ve devlet, nezâret adamlarının çoluk çocukları, onbinlerce islâm düşmanı, gemilerle Amerikaya kaçarlarken, almanların, (Graf von spee) ve benzeri iki harb gemisinden bırakdıkları miknatisli mayınlar, bu gemileri batırdı. Atlas okyânûsunda boğuldular. Harbden sonra, Newyorkdaki (Birleşmiş milletler insan hakları) merkezinin aldığı karâr ile, bütün dünyâdaki müstemlekelerini terk etdiler. Müstemlekeler nezâretinin, asrlarca sömürdüğü geçim kaynaklarının çoğunu gayb etdiler. Britanya adasında mahsûr kaldılar. Gıdâ maddeleri ve mühim ihtiyâc eşyâsı vesîkaya bağlandı. 1948 de, genelkurmay başkanı Sâlih Omurtak pâşa, bir ziyâfetde , (Londrada, resmî müsâfir olduğum hâlde, sofradan hep doymadan kalkardım. Avdetde, İtalyada, bol makarna yiyerek, doyabildim) dediğini işitdiğim için yazıyorum. O sofrada pâşanın tam karşısında oturuyordum. Bu sözü, hâlâ kulağımda çınlamakdadır.

Senâüllah-ı Dehlevî “rahmetullahi aleyh” (Mâide sûresi)nin seksenikinci âyet-i kerîmesini tefsîr ederken buyuruyor ki, (Muhyissünne Hüseyn Begavî, nasârânın hepsinin müşrik olmadığını bildirdi. Çünki, şirk, ülûhiyyet sıfatı isnâd ederek, ona hurmet etmeğe, ya’nî (ibâdet etmeğe)denir. Müşrikler, yehûdîler gibi, müslimânlara şiddetli düşmandır. Müslimânları öldürürler, memleketlerini, mescidlerini tahrîb ederler. Kur’ân-ı kerîmi yakarlar.) İmâm-ı Rabbânî “rahmetullahi aleyh” üçüncü cild, üçüncü mektûbda buyuruyor ki, (Allahü teâlâdan başka bir şeye ibâdet edene, tapınana müşrik denir. Bir Peygamberin dînine tâbi’ olmıyan kimse müşrikdir). Şimdi, dünyâdaki hıristiyanların hepsi, Muhammed aleyhisselâma inanmadıkları için, kâfirdirler. Bunların çoğu Îsâ tanrıdır veyâ üç tanrıdan biridir dedikleri için, müşrikdirler.Îsâ, Allahın kulu ve Peygamberidir diyenleri, (Ehl-i kitâb)dır. Hepsi, İslâmiyyete ve müslimânlara düşmanlık yapıyorlar. Hücûmlarını ingilizler idâre etmekdedir.

Hıristiyânların şimdi, onbir süâl uydurarak, bütün islâm memleketlerine götürdüklerini, 1412 h.=1992 m. senesinde haber aldık. Bengladeşdeki islâm âlimleri, bunlara cevâb yazarak, papazları rezîl etmişlerdir. İstanbuldaki (Hakîkat Kitâbevi)miz, (El-Ekâzîb-ül-cedîde-tül-Hıristiyâniyye) ismindeki bu cevâbları, (Es-sırât-ul-müstakîm) kitâbı ile birlikde basdırıp, bütün dünyâya göndermekdedir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.