593

(Halebî-i sagîr)de diyor ki, bir kimsenin dişleri arasında ekmek ve yemek ve başka şey artıkları varken gusl abdesti alsa, fetvâlara göre, altına su geçmediğini zan etse bile, guslü sahîh olur. Çünki su, akıcı olduğu için, altına geçer. Böyle fetvâ verildiği (Hulâsa)da yazılıdır. Ba’zı âlimlere göre, kalan şey katı ise, guslü câiz olmaz. (Zahîre) kitâbında da böyle yazılıdır. Esah olan da budur. Çünki, altına su geçmez. Zarûret ve harac da yokdur.

(Dürr-ül-müntekâ)da diyor ki, diş çukurunda yemek artığı varken, gusl eden kimsenin guslü sahîh olur ve olmaz diyenler vardır. İhtiyât olarak, yemek artıklarını önceden çıkarmalıdır.(Merâk-ılfelâh)ın (Tahtâvî) hâşiyesinde diyor ki, diş çukurunda veyâ dişleri arasında yemek artığı kalmış ise, gusl sahîh olur. Çünki su, akıcı olduğu için, her yere sızar. Artıklar çiğnenerek sertleşmiş ise, gusle mâni’ olur. (Feth-ül-kadîr)de de böyle yazılıdır.

(Bahr-ür-râık)da diyor ki, diş çukurunda veyâ dişlerin arasında yemek kalmış ise, gusl sahîh olur. Çünki su latîf olduğu için, her yere sızar. (Tecnis)de de böyle yazılıdır. Sadr-üş-şehîd Hüsâmeddîn, guslü sahîh olmaz. Bunu çıkarıp dişin içinden suyu akıtması lâzımdır dedi. Çıkarıp altını yıkamak ihtiyâtlı olur.

(Fetâvâ-i Hindiyye)de diyor ki, diş çukurunda veyâ dişleri arasında yemek artığı kalanın guslü sahîh olur sözü dahâ doğrudur. (Zâhidî)de de böyle yazılıdır. Fekat, artığı çıkarıp, çukura su akıtmak ihtiyâtlı olur. (Kâdihân)da diyor ki, dişlerinde yemek artığı kalanın guslü temâm olmıyacağı (Nâtifî)de yazılıdır, bunu çıkarıp, altını yıkaması lâzımdır.

(El-mecmû’at-üz-zühdiyye)de diyor ki, gerek kalîl, gerek kesîr olsun dişlerin arasında kalan ta’âm kırıntısı, katı hamur gibi olup da, suyun nüfûzuna mâni’ olursa, gusle dahî mâni’dir.(Halebî)de de böyle yazılıdır. (Yemek artıklarını çıkarmakda harac, zorluk yokdur. Dolgu ve kaplama ise, çıkarılamaz. Çıkarılmasında harac vardır) denilemez. Evet harac vardır. Fekat, insanın yapdığı birşey haraca sebeb olunca, başka mezhebi taklîd etmek için özr olur. Farzı terk etmek için özr olmaz. Farzın sâkıt olması için, başka mezhebin taklîd edilememesi ve bu hâlde, zarûret ile haracın birlikde bulunmaları lâzımdır. (Diş doldurması veyâ kaplatması, diş ağrısını önlemek ve dişi telef olmakdan kurtarmak içindir. Bunun için zarûret olmaz mı?) denilirse, cevâbında deriz ki, zarûret olmak için, başka mezheb taklîd edememek şartdır.

(Gusl abdesti alırken, dişlerin yıkanması hükmü, kaplamanın ve dolgunun zâhirine intikal eder) demek, islâmiyyete uygun bir söz değildir. Tahtâvî, (İmdâd) hâşiyesinde diyor ki, (Abdest aldıkdan sonra mestlerini giymiş olanın abdesti bozulunca, abdestin bozulması ayaklara değil, mestlere intikâl eder).

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.