593

Bu mekrûhu yapmak, bu vâcibi terk etmek olur.)

Tahrîmen mekrûh olan şeyi her zemân yapan kimse âdil değildir. İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ”, (Redd-ül-muhtâr)da nemâzın vâciblerine başlarken, İbni Nüceymden “rahime-hullahü teâlâ” alarak diyor ki, (Tahrîmen mekrûh işlemek küçük günâhdır. Küçük günâha devâm etmek, adâleti giderir.) Hutbelerin tercemelerini de okuyan hatîblerin adâletleri yok olarak fâsık olurlar. Arkalarında nemâz kılmak tahrîmen mekrûh olur. (Nûr-ulîzâh)da ve (İbni Âbidîn)de diyor ki, (Köle, köylü ve veled-i zinâ câhil iseler, bunların ve fâsık ile bid’at ehlinin ise, âlim olsalar da, imâm olmaları mekrûhdur. Bunları imâm yapmak günâh olur.) Allâme İbrâhîm Halebî “rahime-hullahü teâlâ”, (Halebî-yi Kebîr)de diyor ki, (Fâsıkı imâm yapanlar, günâh işlemiş olurlar. Çünki, fâsıkları imâm yapmak tahrîmen mekrûhdur.) (Merâk-ıl-felâh)da diyor ki, (Fâsık kimse, âlim olsa da, imâm yapılması mekrûh olur. Çünki, islâmiyyete uymakda gevşek davranır. Buna ihânet etmek vâcibdir. İmâm yapmak, ona saygı göstermek olur. İmâm olmasına mâni’ olunamazsa, Cum’ayı ve her nemâzı başka câmi’de kılmalıdır.) Allâme Tahtâvî “rahime-hullahü teâlâ”, burayı açıklarken, (Fâsıkın imâm yapılması, tahrîmen mekrûhdur) demekdedir.

Hatîbin hutbeleri arabîden başka lisân ile okumasına sebeb olmamalıdır. Buna sebeb olmak günâhdır. Çünki günâh işlemeğe yardım etmek de günâhdır. İbni Âbidîn “rahimehullahü teâlâ”, (Redd-ül-muhtâr)da diyor ki, (Fâsık imâm arkasında nemâz kılınmaz. Fâsık olmıyan imâmı aramak lâzımdır. Cum’a nemâzı böyle değildir. Şehrde birkaç câmi’de Cum’a nemâzı kılınıyorsa, Cum’a nemâzını da, fâsık imâm arkasında kılmak mekrûh olur. Çünki, başka imâm arkasında kılması mümkin olur. (Feth-ul-kadîr)de de böyle yazılıdır.) Bunun için, arabîden başka lisânda tercemeyi de okuyan imâm arkasında kılmamalı, hutbeyi yalnız arabî okuyan imâmı aramalı, Cum’ayı bunun arkasında kılmalıdır. Fazla bilgi almak için, (Et-tahkîkât-üs seniyye fî kerâhet-il-hutbet-i bi-gayrıl’ arabiyye ve kirâetiha bil arabiyyeti ma’a tercemetihâ bi-gayr-il’ arabiyyeti) kitâbını okuyunuz! Allâme Muhammed Temîmî Madrâsînin yazısının tercemesi burada temâm oldu.

Yukarıdaki yazı 1349 [m. 1931] senesinde, Hindistânda arabî olarak yazılmış, Hindistânın en büyük onüç âlimi tarafından tasdîk ve altı imzâ edilmişdir. Bu târîhî fetvâ ile birlikde, Hindistândaki (Diyobend) ve (Bâkıyât-üs-sâlihât) ve (Madrâs) ve (Haydarâbâd)âlimlerinin arabî fetvâları, 1396 [m. 1976] senesinde, İstanbulda basdırılmışdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.