NEMÂZIN EHEMMİYYETİ
(Eşi’at-ül-leme’ât) kitâbında, nemâzın ehemmiyyetini bildiren çeşidli hadîs-i şerîfler vardır. Bu kitâb (Mişkât-ül Mesâbîh) hadîs kitâbının fârisî şerhidir. Hindistândaki islâm âlimlerinin büyüklerinden Abdülhak bin Seyfüddîn Dehlevî “rahime-hullahü teâlâ” yazmışdır. 1384 [m. 1964] senesinde, Lüknov şehrinde dokuzuncu baskısı yapılmışdır. Dört cilddir. (Mesâbîh)kitâbını, Muhyissünne Hüseyn Begavî “rahime-hullahü teâlâ” yazmışdır. Muhammed Veliyyüddîn “rahime-hullahü teâlâ”, bunu şerh ederek (Mişkât-ül-Mesâbîh) ismini vermişdir. Abdülhak-ı Dehlevî, 1052 [m. 1642] de Delhîde vefât etmişdir.
Arabîde nemâza (Salât) denir. Salât, aslında düâ, rahmet ve istigfâr demekdir. Nemâzda bu üç ma’nânın hepsi bulunduğu için, nemâza salât denilmişdir.
1 -Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” bildiriyor. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Beş vakt nemâz ve Cum’a nemâzı, gelecek Cum’aya kadar ve Ramezân orucu, gelecek Ramezâna kadar yapılan günâhlara keffâretdirler. Büyük günâh işlemekden sakınanların küçük günâhlarının afvına sebeb olurlar.) Arada işlenilmiş olan küçük günâhlardan kul hakkı bulunmıyanları yok ederler. Küçük günâhları afv edilerek bitmiş olanların, büyük günâhları için olan azâblarının hafiflemesine sebeb olurlar. Büyük günâhların afv edilmesi için tevbe etmek de lâzımdır. Büyük günâhı yok ise, derecesinin yükselmesine sebeb olurlar. Bu hadîs-i şerîf, (Müslim)de yazılıdır. Beş vakt nemâzı kusûrlu olanların afv olmasına, Cum’a nemâzları sebeb olur. Cum’a nemâzları da kusûrlu ise, Ramezân orucları sebeb olur.
2 -Yine Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” bildiriyor. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Kapısının önünde akar su olan bir kimse, bu suda her gün beş kerre yıkansa, bedeninde kir kalır mı?) Eshâb-ı kirâm, cevâb vererek, hayır hiç kir kalmaz yâ Resûlallah dediler. (Beş vakt nemâz da böyledir. Beş vakt nemâz kılanların küçük günâhlarını Allahü teâlâ yok eder) buyurdu. Bu hadîs-i şerîf, (Buhârî)de ve (Müslim)de yazılıdır.
3 -Abdüllah ibni Mes’ûd “radıyallahü anh” diyor ki, birisi, yabancı bir kadını öpmüşdü. Ya’nî, Ensârdan biri, hurma satıyordu. Bir kadın, hurma almak için geldi. Kadına karşı hayvânî hisleri hareket etdi. Evde dahâ iyisi var. Gel ondan vereyim dedi. Eve gelince, kadını kucakladı, öpdü. Kadın, (Ne yapıyorsun Allahdan kork!) dedi. O da, pişmân oldu. Resûlullaha gelip, yapdığını söyledi.