593

2- Bâliğ ola,

3- Akllı ola,

4- Hür ola,

5- (Zekât nisâbı) mikdârı halâl zekât malına mâlik ola,

6- Elindeki malı ihtiyâcından ve borcundan fazla ola.

[Zekât farz oldukdan sonra müslimân fakîre vermiyenin veyâ başka borcu olanın, hayrat, hasenât yapması ve sadaka vermesi sevâb olmaz, günâh olur. Bunun zekâtını vermesi ve borcunu ödemesi farzdır. (Hadîka) cild II, 635. ci ve (Berîka) 1369. cu sahîfelerde diyor ki, parasını harâm yerlere sarf eden veyâ isrâf eden kimselere [zekât ve] sadaka vermek câiz değildir. Çünki, harâma yardım etmek harâmdır.]

Verene hiç menfe’ati kalmaması lâzımdır. Zevc ve zevce, birbirine zekât verirse, verene menfe’ati tam olarak kesilmez. Her ibâdetde olduğu gibi, zekât vermekde de niyyet etmek lâzımdır. Zekât malının borcundan fazla olması ve (Hâcet-i asliyye)sinden fazla olması ve bu fazla malın (Nisâb mikdârı) olması lâzımdır. Altının nisâbı 20 miskal [96 gram, 13,3 altın lira]dır. Gümüşün nisâbı 200 dirhem [672 gram]dır. Zekâtı vermenin, farz olması için, zekât malının, nisâb mikdârı oldukdan i’tibâren, bir hicrî sene sonra da mülkünde bulunması lâzımdır. Zekâtın farz olmasına mâni’ olmak için, bir sene temâm olmadan, hîle-i şer’ıyye yapmak, imâm-ı Muhammede göre mekrûhdur. İmâm-ı Ebû Yûsüf mekrûh değildir. Çünki, farz olunca, itâ’at etmemek günâh olur. Günâhdan sakınmak (Tâ’at) olur dedi. Fetvâ imâm-ı Muhammed kavli iledir.

(Zekât malı), artan, çoğalan mal demekdir. Bu da dört nev’dir: Senenin yarıdan fazlasında, çayırda otlıyan dört ayaklı, dişi erkek karışık, yâhud yalnız dişi, (sâime) hayvânlar, ticâret için satın alınan mallar, altın ve gümüş eşyâ, toprakdan çıkan gıdâ maddeleridir. Çayırda, yalnız erkek hayvânı olanlara ve katırı, eşeği olanlara, bunların zekâtlarını vermek farz değildir. Devenin, sığırın ve koyunun yavruları, büyükleri ile birlikde olunca, zekât hesâbına katılırlar. Zekât, uşr, keffâret ve sadaka-i fıtr olarak verilecek mal yerine, bunların kıymetlerini de vermek câizdir. Şâfi’îde câiz değildir. Zekât farz oldukdan sonra, mal helâk olursa, sâkıt olur. Sâhibi telef ederse sâkıt olmaz.

Âkıl ve bâliğ olan müslimânın, tam mülkü olan ve halâl yoldan gelmiş olan zekât malının mikdârı, nisâb mikdârı oldukdan bir sene sonra, bu mâlın belli mikdârını sekiz sınıf müslimândan bir veyâ birkaçına vermesine zekât denir. Verilen kimsenin müslimân olması lâzımdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.