Vehhâbîlik düşünceleri, 1150 [m. 1737] senesinde Arabistân yarım adasında ingilizler tarafından ortaya çıkarıldı. İngiliz plânlarını yaymak için, çok müslimân kanı akıtdılar. Şimdi de, her memleketde (Râbitatül-âlemil islâmî) dedikleri merkezler kurarak ve sayısız altın saçarak, câhil din adamlarını avlıyor. Bunlar vâsıtası ile müslimânları şaşırtıyorlar. Bindörtyüz senedir islâmiyyeti savunmuş olan Ehl-i sünnet âlimlerini ve bunların hâmileri olan Osmânlıları kötülüyor. Bu âlimlerin naslardan çıkardıkları doğru bilgilere yanlış diyorlar.
Vehhâbîlerden ba’zısı, (Biz de Ehli sünnet mezhebindeyiz, Hanbelî mezhebindeyiz) diyorlar. Bu sözleri, Mu’tezile sapık fırkasında olanların, (Biz de, Ehl-i sünnetiz. Hanefî mezhebindeyiz) demelerine benzemekdedir. Ehl-i sünnet olmıyanların Cehenneme gideceklerini bildikleri için, böyle söylüyorlar. Hâlbuki, yalnız amellerinin, yalnız işlerinin bir mezhebe uygun olması, o mezhebden olmak değildir. Bir mezhebe tâbi’ olmak için, hem i’tikâdın, hem de amelin, o mezhebe uygun olması lâzımdır. Dört mezhebin i’tikâdı, birbirlerinin aynıdır. Dördü de, Ehl-i sünnet i’tikâdındadır. Bir kimsenin hanefî veyâ hanbelî mezhebinde olabilmesi için, evvelâ Ehl-i sünnet i’tikâdında olması lâzımdır. Vehhâbîler Ehl-i sünnet i’tikâdında değildirler.]
TA’ÂM BAHSİ
Ta’âmdan evvel, sünnet olduğunu düşünerek, el yıkamanın on fâidesi vardır:
Bir kimse, ta’âm yimek için ellerini yıkadıkda, ıslak olan parmaklarının ucunu gözlerinin pınarına koyup geriye doğru silse, o kimse, Allahü teâlânın izniyle, göz ağrısı görmez. On fâide:
1- Arş-ı rahmân altında, bir melek nidâ eder. Elini pâk etdiğin gibi, senin [küçük] günâhların pâk oldu, der.
2- Nâfile nemâz kılmış gibi sevâbına nâil olur.
3- Fakîrlikden emîn olur.
4- Sıddîklar sevâbına nâil olur.
5- Melâike, onun için istigfâr ederler.
6- Her bir lokmanın mukâbelesine, onları sadaka vermiş gibi sevâba nâil olur.
7- Besmele ile yimede günâhından temiz olur.
8- Yimekden sonra yapdığı düâsı kabûl olur.