593

Çünki, nemâzı hemen kazâ etmek de farzdır. Bu müdhiş günâhdan ve azâbından kurtulmak için, dört vakt nemâzın sünnetlerini ve Cum’anın ilk ve son sünnetlerini kılarken, kılınmamış farz nemâzlarını da ve yatsının son sünnetini kılarken, üç rek’at vitr nemâzını da kazâ etmeğe niyyet etmelidir. Kazâyı gecikdirmek büyük günâhdır. Bu büyük günâh, her kazâ kılacak kadar zemân [ya’nî 6 dakîka] geçince bir misli artar. Kazâya kalan her nemâzın ilk kazâsı kılınınca, bu nemâzın kazâlarını gecikdirmek günâhlarının hepsi afv olur. (Tergîb-üs-salât)da diyor ki, hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Bir nemâzı vaktinden sonra kılan, 80 hukbe yanacakdır). Bir hukbe 80 senedir. Kazâ nemâzlarının cezâları, ilk günü 80 hukbe iken, sonraki günlerde, her altı dakîkada bir misli artar.)

İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ” Nâfile nemâzları anlatırken diyor ki, (Sünnetler, farzlar ile ve vâcibler ile berâber ayrıca kılınan başka nemâzlar demekdir. Müekked olan ve müekked olmayan sünnetlerin hepsine nâfile nemâz denir. Çünki, farz ve vâcib olmıyan nemâzlar, nâfiledir. Nâfile denilen nemâzların hepsi, sünnet değildir. Sünnet nemâzı özrsüz ve devâmlı olarak terk eden, eğer sünnet olduğuna inanıyor, saygı gösteriyorsa küçük günâha girer. İnanmadığı, saygı göstermediği için kılmıyan ise, kâfir olur. Dinden olduğu zarûrî bilinen, ya’nî câhillerin de bildiği birşeyi inkâr eden de kâfir olur. Hanefî mezhebine göre, icmâ’ hâsıl olmuş, ya’nî dört mezhebde de aynı olan bir hükmü inkâr eden de kâfir olur. Müekked sünneti özrsüz devâmlı terk etmek günâhı, vâcibi terk günâhına yakındır. Devâmlı terk etmek dalâlet olur. Terk eden levm edilir, azarlanır. Farzlardan sonra kılınan sünnet nemâzlar, farzların içindeki sünnetlerden özr ile, meselâ unutarak terk edilen sünnetlerin yerine geçecek, böylece farzları temâmlıyacakdır. Yoksa, sünnet nemâzlar, hiç kılınmamış farzın yerine geçmez, terk edilmiş farzı temâmlamaz. Hadîs-i şerîfde, (Temâm kılınmamış olan bir nemâz sübhası ilâve edilerek temâmlanır) buyuruldu. Sübha, nâfile nemâz demekdir. [Görülüyor ki, farzlardan evvel ve sonra kılınan sünnetlere nâfile ismi verildi.] Sabâh nemâzının sünneti, diğer sünnet nemâzlardan dahâ kuvvetlidir. Buna vâcib diyen âlimler de vardır. Âişe “radıyallahü anhâ” diyor ki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” nâfile nemâzlar içinde en çok sabâh nemâzının iki rek’atına çok ehemmiyyet verirdi. [Görülüyor ki, hazret-i Âişe de, sünnet nemâzlara nâfile demekdedir.](Öğle nemâzının farzından önce olan dört rek’at sünneti terk eden, şefâ’atime kavuşamaz!) hadîs-i şerîfi, Cennet derecesinin yükselmesi için olan husûsî şefâ’atime kavuşamaz demekdir. Çünki, umûmî şefâ’atine bütün müslimânlar kavuşacaklardır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.