Bunların, Ramezân hilâlinin doğacağı günü önceden haber vermeleri ile, Ramezân orucu başlamaz. Şâfi’î âlimlerinden imâm-ı Sübkî “rahime-hüllahü teâlâ”, (Şa’bânın otuzuncu gecesi hilâli gördüğünü söyliyen olsa, hesâb ise, hilâlin bir gece sonra doğacağı bildirilse, burada hesâba inanılır. Çünki, hesâbla anlaşılan kat’îdir. Doğmadan bir gece evvel görülmesi imkânsızdır) diyor. Şems-ül-eimme Halvânî “rahime-hullahü teâlâ” buyuruyor ki, (Ramezân ayının başlaması, hilâlin görülmesi ile olur. Hilâlin doğması ile başlamaz. Hesâb, hilâlin doğduğu geceyi bildirdiği için, Ramezân-ı şerîf ayının başlaması hesâb ile anlaşılamaz. İki âdil müslimânın, (hilâli gördük) demeleri ile veyâ kâdînın hükm etmesi ile, bir yerde Ramezân başlayınca, dünyânın her yerinde oruca başlamak lâzım olur. Hac, kurban ve nemâz vaktleri böyle değildir. Bunlar vaktlerinin bir yerde ma’lûm olması ile, başka yerlerde de böyle olmaları lâzım gelmez.)) Yine İbni Âbidîn “ rahime-hullahü teâlâ” nemâzın şartlarını bildirirken, kıble ta’yîninde diyor ki, (Nemâz vaktlerini ve kıble cihetini anlamak için, [âdil müslimânların tasdîk etdikleri] takvîmlere ve astronomik hesâblara inanılır. Bunların bildirdikleri kesin olmasa bile, kuvvetli zan hâsıl eder. [Fekat, takvîmlerin, vaktleri anlıyan sâlih bir müslimân tarafından hâzırlanmış olduğunu bilmek lâzımdır.] Burada kuvvetli zan etmek kâfî ise de, şübhe ve ihtimâl kâfî değildir. Ramezânın başladığını anlamak için ise, astronomik hesâblara uyulmaz. Çünki, Ramezân-ı şerîfin başlaması, gökde hilâli görmekle olur. Hadîs-i şerîfde, (Hilâli görünce, oruca başlayınız!) buyuruldu. Hilâlin doğması, görmekle değil, hesâbla anlaşılır. Hesâbın bildirdiği kesin doğru olur. Fekat, hilâl doğduğu gece görülebileceği gibi, o gece görülemeyip, ikinci gecesi görülebilir. Ramezânın başlaması, hilâlin doğması ile değil, hilâlin görünmesi ile olacağı emr olundu.) Takvîmler, hilâlin görülmesini değil, doğmasını bildirdikleri için, Ramezân ayının başlaması, takvîmle anlaşılamaz. Takvîm ile veyâ âdil olmıyan kimselerin, ya’nî kâfirlerin, mezhebsizlerin, fâsıkların sözleri ile başlayan Ramezân aylarının ilk ve son günlerinin Ramezân olup olmadıkları şübhelidir. Ya’nî, Ramezân ayı, hakîkî zemânından bir gün evvel başlamış ise, birinci günü tutulan oruc, Şa’bân ayında tutulmuş olur. Bayram da, bir gün evvel yapılmış olacağı için, hakîkî Ramezân ayının, son günü oruc tutulmamış olur. Ramezân ayı, hakîkî Ramezândan bir gün sonra başlamış ise, Ramezânın birinci günü oruc tutulmamış, sonunda da, bayram günü oruc tutulmuş olup, bu oruc sahîh olmaz. Böyle başlatılan Ramezân ayı, hakîkî Ramezân ayının başlamasına uygun da olabileceği gibi, Ramezân olup olmaması, şübheli olmakdadır.
- 432 -