593

Bu şübheli iki günde Ramezân orucu tutmanın tahrîmen mekrûh olduğu ve müslimân memleketinde olup da, ibâdetleri bilmemenin özr olmadığı İbni Âbidînde yazılıdır. Bunun için, büyük islâm âlimi, ondördüncü asrın müceddidi seyyid Abdülhakîm Efendi “rahime-hullahü teâlâ”, (Böyle yerlerde bulunan müslimânların bayramdan sonra, dilediği zemân, kazâ niyyeti ile, iki gün dahâ oruc tutmaları lâzımdır) buyurdu. Takvîmlerde bildirilen geceden önceki gecede (Hilâli gördük) demek yanlışdır. [Böyle yanlış söze uyarak Arafâta çıkmış olanların hacları sahîh olmaz. Bunlar hâcı olmazlar.]

Yâ Hannân, yâ Mennân, yâ Deyyân, yâ Burhân. Yâ Zel-fadlı vel-ihsân! Nercül-afve vel gufrân. Vec’alnâ min utekâi şehr-i Ramezân, bi hurmetil Kur’ân! (Ramezân düâsıdır.)

TERÂVÎHİN FAZÎLETİ

72 – Terâvîh nemâzı kılmanın fazîletini, emîrülmü’minîn hazret-i Alîden “radıyallahü teâlâ anh” sordular. Cevâbında buyurdu ki, (Her kim Ramezân-ı şerîfin birinci gecesinde terâvîh nemâzı kılsa, Hak teâlâ, o kimsenin bütün [tevbelerini kabûl ederek], günâhlarını bağışlar, ikinci gecesini kılan kimsenin ana babasının günâhları afv olunur. Üçüncü gece kılsa, melekler, o kula derler ki: “Sana müjdeler olsun, Hak teâlâ hazretleri senin ibâdetini kabûl buyurdu, istediğin şerefe kavuşdun, günâhlarını afv etdi.” Dördüncü gece terâvîh nemâzını kılınca, Kur’ân-ı kerîmi hatmetmiş gibi sevâb kendisine ihsân edilir. Beşinci gece kılınca, Mescid-i aksâda, Mekkede ve Medînede kılmış gibi, Hak teâlâ hazretleri sevâb ihsân eder. Altıncı gecesi kılsa, Beyt-ül ma’mûru tavâf etmiş gibi, yedinci gecesi kılsa, Fir’avn ile yapılan gazâda bulunmuş gibi, sekizinci gece kılsa, Bedr muhârebesinde Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile bulunmuş gibi, dokuzuncu gecesi için hazret-i Dâvüd aleyhisselâm ile berâber ibâdet etmiş gibi, onuncu gecesi için, dünyâ selâmet ve se’âdeti ihsân edilir.)

Ramezân-ı şerîfin sonuna kadar olan bütün gecelerin böylece ayrı ayrı birer fazîleti ve yüksek derece ve sevâbları vardır. Böylece âdâb ve erkânına riâyet ederek, orucu tam olarak, bütün a’zâları ile tutup, terâvîh nemâzlarını kılarak ve harâmlardan sakınarak otuzuncu gecesini ikmâl edince, Hak teâlâ hazretlerinin emri ile, Arş-ı a’lânın altından bir sözcü hitâb ederek der ki: Her gece terâvîh kılan kullar Cehennemden kurtulmuş kullardır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.