593

Babası Emr-i ma’rûf yapmaz veyâ yapamıyacak ise, babasına bildirmez. Zevcine, hükûmete bildirmek de böyledir. Tevbe edenin günâh işlediği başkasına bildirilmez. Hırsızı gören, zararından korkmazsa haber verir.

Günâh işliyen zevce, nasîhat vermekle tevbe etmezse, bunu boşamak vâcib olmaz. Çalgı âletlerini evinde muhâfaza etmek, kendi kullanmazsa da, mekrûh olur. Âlimin câhil üzerine hakkı, hocanın talebesi üzerine olan hakkı gibidir. Zevcin zevcesine hakkı, bunlardan dahâ çokdur. Mubâh olan emrlerine itâ’at etmesi ve malını koruması da lâzımdır. Başka yol yok ise, başkasının tarlasından geçmek câiz olur. İzn vermezse geçemez.

İbâdet ve kazanç ilmlerini öğrenmek farzdır. Dahâ fazlasını öğrenmek efdaldir. Fıkh öğrenmeyip, hadîs, tefsîr öğrenmek iflâs alâmetidir. Kıble ve nemâz vaktleri için ve cihâd için astronomi öğrenmek câizdir. Falcılık bilgileri öğrenmek harâmdır. Mücâdele, münâkaşa için kelâm ilmi öğrenmek mekrûhdur. Câhillerin, bid’at fırkaları üzerinde, mezhebler üzerinde konuşmaları câiz değildir. Eski yunan felsefecilerinin ve bid’at ehlinin, mezhebsizlerin din kitâblarını okumak, evinde bulundurmak câiz değildir. Böyle kitâblar, insanın i’tikâdını, îmânını bozar. Din bilgilerini, îmân bilgilerini (Ehl-i sünnet) âlimlerinin kitâblarından öğrenmeden evvel, fen bilgilerini, felsefe bilgilerini öğrenmek câiz değildir. Her müslimân, çocuklarına, önce, islâm harflerini, Kur’ân-ı kerîm okumasını, nemâz kılmasını, din ve islâm ahlâkını öğretmeli, ondan sonra oğlunu mektebe gönderip, fen ve san’at ve sâir lüzûmlu, fâideli şeyleri öğretmelidir. Her nev’ oyun, meselâ top oynaması, (Mâ-lâ-ya’nî) olur, ilm öğrenilmesine mâni’ olur. İbni Âbidîn, beşinci cildde diyor ki: (Arabî, lisan-ı Cennetdir. Diğer lisanlardan efdaldir). Arabca öğrenmek ve öğretmek, ibâdetdir. İlmi, Allah rızâsı için, islâm dînine ve müslimânlara hizmet için öğrenmelidir. Mal, mevkı’ kazanmak için, kibr ve şöhret için öğrenmemelidir. Hoca hakkı, ana- baba hakkından öncedir. İlmi, Ehl-i sünnet âlimlerinden veyâ onların yazdıkları kitâblardan öğrenmeli ve sâlih insanlara öğretmelidir. İlmi iyi insanlardan esirgememelidir. [Sâlih insan, iyi insan demekdir. Ehl-i sünnet i’tikâdında olan ve harâm işlemekden sakınan müslimâna (sâlih) [iyi insan] denir. Ehl-i sünnet i’tikâdında olmıyan müslimânlara bid’at sâhibi veyâ mezhebsiz denir.] Ehl-i sünnet i’tikâdını ve harâmları öğrenmek, binlerce İhlâs sûresi okumakdan dahâ sevâbdır. Fıkh öğrenmek, hâfız olmakdan efdaldir. Hâfız olmak da, nâfile ibâdetden efdaldir. Va’z verirken, Allahü teâlâ demelidir. Yalnız, Allah demek hurmetsizlikdir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.