Şâfi’îde derisi, mahrem olan onsekiz kadından başka bir kadının derisine değince ve elinin içi, kendi kaba avret yerine değince, tekrâr nemâz abdesti almalıdır. İmâm arkasında Fâtiha okuması, Fâtiha ve zamm-ı sûreden evvel besmele okuması lâzımdır. Üstünde, bedeninde, ayaklarını ve başını koyduğu yerde çok az necâset bulunmaması da lâzımdır. 380. ci sahîfeye bakınız!
Bu satırları, kaplama ve dolgusu olan Hanefîlerin gusllerinin sahîh olması için yazıyoruz. Bunlara kolaylık göstermek istiyoruz. Kaplama veyâ dolgulu dişi bulunan imâma uymayınız da demiyoruz. Zarûret olunca veyâ zarûretsiz yapılan bir şeyden dolayı, kendi mezhebine göre yapılmasında harac bulunan bir ibâdeti, başka mezhebi taklîd ederek yapmak lâzım olduğu, (İbni Âbidîn)de, Tahtâvînin (Merâk-ıl-felâh şerhi)nde ve türkçe (Ni’met-i islâm)kitâbında ve molla Halîl Es’irdînin “rahime-hullahü teâlâ” (Ma’füvât) kitâbında yazılıdır. (İbni Âbidîn) “rahime-hullahü teâlâ” ric’î talâkı anlatırken buyuruyor ki, (Hanefî âlimleri, harac olunca, mâlikî mezhebi taklîd olunur dedi. Bir işin nasıl yapılacağı hanefîde bildirilmemiş ise, bu iş, mâliki mezhebi taklîd edilerek yapılır. Çünki mâliki mezhebi, hanefîye dahâ yakındır.) İmâmlığı anlatırken diyor ki, (Başka mezhebdeki imâma uymanın sahîh olması için imâmın, uyan kimsenin mezhebinin farzlarını da yapması ve uyan kimsenin bunu bilmesi lâzımdır. Kuvvetli kavl budur. İmâm bu farzları terk ederse, uymak sahîh olmaz. Kendi mezhebindeki cemâ’at varken, başka mezhebdeki imâma uymak mekrûh olur. Yoksa, yalnız kılmakdan efdal olur. Ba’zı âlimler “rahime-hümullahü teâlâ” diyor ki, imâmın kendi mezhebine göre nemâzı sahîh ise, başka mezhebdekinin buna uyması sahîh olur.) Tahtâvînin (Merâk-ıl-felâh)hâşiyesinde de böyle yazılıdır. Kaplaması veyâ dolgusu olmıyan hanefînin, kaplaması veyâ dolgusu olan imâma uymasının sahîh olup olmaması üzerinde iki kavl vardır: Birinci kavle göre, sahîh olmamakdadır. İkinci kavle göre, imâm sâlih ise ve mâlikî veyâ şâfi’î mezhebini taklîd ediyorsa, buna uyması sahîh olur. Taklîd etmediği bilinmedikce, kaplaması, dolgusu olmıyan hanefîler de, bu imâma uymalıdır. Buna, taklîd edip etmediğini sormak, tecessüs etmek câiz değildir. Hanefî imâmın, kaplama veyâ dolgusu olmasa da, mâlikî veyâ şâfi’î mezhebine de uymasının müstehab olduğu, (Dürr-ül-muhtâr)da ve (Merâk-ıl-felâh)da yazılıdır. Harac olduğu zemân za’îf olan kavl ile amel etmenin evlâ olduğu (Hadîka)da, fitne bahsinde de yazılıdır. Mezheblere kıymet vermiyen, dört mezhebden birine uymıyan kimsenin (Bid’at sâhibi) sapık veyâ mürted [Allaha düşman] olduğu anlaşılır. Nemâzları sahîh olmaz.