Sorarız bu sözün sâhibine: İmâm-ı Muhammedin “rahime-hullahü teâlâ” düşen ve çıkarılan diş yerine altın diş takmak câizdir dediğini hangi kitâbda okumuş? Tabi’î hiçbir kitâbda! İmâm-ı Muhammed “rahime-hullahü teâlâ”, sallanan veyâ düşüp de tekrâr yerine konan dişi altın tel ile de bağlamak câiz olur demişdir. (Tatarhâniyye) fetvâsında, dişi düşen, imâm-ı Muhammede göre altından diş kor demesi, imâm-ı Muhammedin altın tel ile bağlamak câiz olur dediği içindir. Bu fetvâda bildirilen altın diş, kaplama ve dolgu değildir. Tel ile yanındaki dişlere bağlanmakdadır. Sökülüp çıkarılan dişin yerine altın veyâ başka maddeden konulmuş protez denilen sun’î müteharrik diş gibi, guslde çıkarılabilmekdedir. Altına su sızacağı için çıkarmağa bile lüzûm yokdur. Bu yüce imâmın söylemediği sözü, söyledi demek bir din adamına yakışır mı? Söylenmemiş bir söze uyarak amel edilir demek, havanda hava dövmek gibi olmaz mı?
5- (Kaplama ve dolgusu olanların abdestde ve guslde mâlikî veyâ şâfi’î mezhebini taklîd etmelerine lüzûm yokdur. Zîrâ, imâm-ı Muhammedin cevâzı vardır) demiş.
Kaplama ve dolgusu olanın, Hanefî mezhebinde guslü sahîh olmadığı için, abdestde ve guslde (Mâlikî veyâ şâfi’î mezhebini taklîde niyyet etmesi) lâzımdır diyoruz. Çünki, Hanefî mezhebi âlimleri, (Zarûret olsa da, olmasa da, farza mâni’ olan şeyi yapan kimse, başka mezhebe uyarak, bu farzı terk edebilir) demişlerdir. Bu fetvânın muhtâr olduğu, İbni Âbidînde, nemâz vaktleri sonunda yazılıdır. Buna uyarak, birçok işin yapılmasına izn vermişlerdir. Bu fetvâ, Hanefî mezhebinde olanların diş kaplatmalarına ve doldurtmalarına da izn vermekdedir. İmâm-ı Muhammed “rahime-hullahü teâlâ”, diş kaplatanların gusl abdestleri sahîh olur demedi. Sallanan dişleri gümüş tel ile bağlamak câiz olduğu gibi, altın tel ile de bağlamak câiz olur dedi. Çünki, bağlanan diş ağzı yıkarken çıkarılabilir. Altına su sızacağı için çıkarmağa lüzûm da olmaz. İmâm-ı Muhammed, kaplama dişi olanın gusl abdesti câiz olur dedi demek, bu yüce imâma iftirâ olur ve müslimânları aldatmak olur.
6- Kaplama ve dolgusu olanların gusl abdesti alırken (Mâlikî veyâ şâfi’î mezhebine uyuyorum) diye niyyet etmelerine lüzûm olmadığını isbât edebilmek için, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Kolaylaşdırınız, zorluk çıkarmayınız!) hadîs-i şerîfini ileri sürmek, şaşılacak bir şeydir. Bu hadîs-i şerîf, câiz olmasa da, kolayınıza gelen şeyleri yapınız demek değildir. Bir mes’ele üzerinde çeşidli ictihâdlar varsa veyâ mubâh olan birşeyi yapmakda çeşidli yollar bildirilmiş ise, bunlar arasından kolayını seçiniz demekdir. Ya’nî islâmiyyetin izn verdiği kolaylıkları yapınız demekdir.