593

Kitâbdan ve sünnetden, şübheli bir delîli te’vîl ederek söyleseydi, kâfir olmazdı.)

Görülüyor ki, müslimân olduğunu söyleyip ibâdetlerini yapan, ya’nî (Ehl-i kıble) denilen bir kimsenin Ehl-i sünnete uymıyan bir inanışı, ma’nâsı açık olan bir delîli inkâr olursa, te’vîl ile olsa da, olmasa da küfr olur. Buna (Mülhid) denir. Bu inanış, açık olmayıp, şübheli olan bir delîli inkâr olursa veyâ açık delîle uymayan bir iş ise, te’vîli varsa, küfr olmaz. Bid’at olur. Te’vîlden haberi olmayıp, bid’at sâhibi âlimleri taklîd ile veyâ nefse uyarak, dünyâ çıkarları için ise, yine küfr olur.

İster Ehl-i sünnet olsun, ister bid’at sâhibi olsun, dînini dünyâ çıkarlarına âlet eden, ya’nî dünyâlığa kavuşmak için dîninden veren câhillere, (Din yobazı) denir. Îmânı olmadığı hâlde, müslimânları aldatarak îmânlarını yok etmek, islâmiyyeti içerden yıkmak için, müslimân görünüp, küfre sebeb olan şeyleri isbât etmek için, delîlleri yanlış te’vîl edene, (Zındık) denir. Kendisini müslimân ve fen adamı tanıtıp, dîni, îmânı bozan şeyleri fen bilgisi diyerek söyliyen yalancı kâfirlere, (Fen yobazı) denir. Fen yobazlarının da zındık oldukları evvelki maddelerde bildirilmişdi. Fen yobazları, ittihâdcılar tarafından, Tanzîmâtın i’lânından beri, ingilizlerden, masonlardan para, mevkı’ gibi menfe’atler sağlıyarak, islâmiyyete saldırmışlardır. Hakîkî islâm âlimleri, din yobazlarına, kuvvetli cevâblar vererek onları susdurmuşlar, müslimânları bunların şerlerinden kurtarmışlardır. Fen yobazları ise, islâm düşmanı, ilerici denilen devlet adamlarından yardım görmüşler, istediklerini çekinmeden söylemişler ve yazmışlar, birbirlerini överek, yalanlarının yayılması kolay olmuş, islâmiyyete dahâ çok zarar vermişlerdir.] İslâm bilgilerinde âlim olan bid’at sâhiblerine ve mülhidlere ve bunların yolunda olan câhil taklîdcilere, (Mezhebsiz) denir. Mezhebsizler ve îmân hırsızları olan zındıklar, (Dinde reformcu) olarak ortaya çıkmakdadırlar. İcmâ’, delîl değildir diyen kâfir olmaz. Bid’at sâhibi olur. Hâricîler, şî’îler, vehhâbîler böyledir. Bunların icmâ’a muhâlif sözleri küfr olmaz.

209 – Âdetler, (Delîl-i şer’î) olamaz. Din, âdetlere tâbi’ olamaz. Âdetlerin, modaların islâmiyyete uygun olması lâzımdır. Bir işin islâmiyyete uygun olmasını sağlamak için, bu iş ile ilgili çeşidli kavller varsa, bunlardan zemâna ve şahsa uygun, elverişli olan kavle uygun olması sağlanır. (Ahkâm zemân ile değişir) sözünün bu demek olduğu, (Berîka)da, fitne bahsinde yazılıdır.

210 – Çocuklarına dinlerini, îmânlarını öğretmek, kul hakkıdır. Yarın öğretmeğe vakt bulamazsın.

211 – Beş kısm insanlar Cehenneme gideceklerdir:

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.