Onlar dilediklerini yapar. Kerâmet gösterirler. Levhilmahfûzu bilirler. İnsanların gizli düşüncelerini anlarlar. Peygamberlerin ve Evliyânın mezârlarına türbe yapdırırlar. Bunlar, Allahdan başka şeylere tapınmakdır. Hadîsde, münâfıklar hak sözleri söyliyerek aldatırlar denildi. Hadîsde, ümmetimden çokları putlara tapınmadıkça kıyâmet kopmaz denildi. Kabrlere tapınan, Allaha şirk edinenler, buna ne diyecekler? Son senelerde putlara tapınmak fitnesi o kadar artdı ki, kimse görmez oldu. Muhammed bin Abdülvehhâb ortaya çıkıp, bunu önledi. Hükûmetler buna karşı durmak istediler ise de, adı her yere yayıldı. Buna inanan da, inanmıyan da çok oldu. Ebû Tâhir diyor ki, Sü’ûd oğulları, Abdülvehhâb oğlunun tevhîd bayrağını Arabistânın her yerine ulaşdırdı. Şirkin yayılmasını önlemek, şirki yok etmek lâzımdır. Kabrler üzerine yapılan türbeler de böyledir. Her türbe puthâne olmuşdur. Yeryüzünde bunları hiç bırakmamalıdır. Bunların çoğu Lât ve Uzzâ putları gibidir. Müslimânların çoğu müşrik oldu. Ümmetimden otuz deccâl çıkacakdır hadîsi meşhûrdur. Seyyid Muhammed Sıddîk bin Hasen hân[1] (Kitâb-ül-izâga)sında, bu deccâllardan birinin firenk habîsi gulâm Ahmed Kadıyânî olduğunu yazmakdadır. Bu hindli kâfir, önce Mehdî olduğunu söyledi. Sonra, hıristiyan devletin yardımı ile, Peygamber olduğunu bildirdi. Abdüllah ibni Zübeyrin hilâfeti zemânında ortaya çıkan Muhtâr Sekafî de, bu deccâllardan biri idi. Ehl-i beyti sevdiğini, hazret-i Hüseynin kâtillerinden intikam alacağını söyledi. Çok müslimân öldürdü. Sonra, Peygamber olduğunu, kendisine Cebrâîl geldiğini söyledi) diyor.
Kitâbın müellifi, müslimânların üzerine sapık, dinsiz hükûmetlerin ve din adamlarının geleceğini haber veriyor. İslâm âlimleri “rahime-hümullahü teâlâ” bu sapık din adamlarının müslimânları doğru yoldan çıkardıklarını bildirmekdedir. Mezhebsizler islâm memleketlerinde câsûslar ele geçirip, bu satılmış mezhebsiz ajanlar ile müslimânları aldatıyorlar. Bozuk kitâblar basdırarak, Ehl-i sünneti yıkmağa, Ehl-i sünnetin büyük âlimlerine, Velîlerine “rahime-hümullahü teâlâ” leke sürmeğe çalışıyorlar.
İmâm-ı Rabbânî “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” ikiyüzellibeşinci mektûbda buyuruyor ki, (Hazret-i Mehdî “rahime-hullahü teâlâ” islâmiyyeti yayacak. Resûlullahın sünnetlerini ortaya çıkaracak. Bid’at işlemeğe ve bid’atleri müslimânlık olarak yaymağa alışmış olan Medînedeki din adamı, Mehdînin sözlerine şaşıp, bu adam bizim dînimizi yok etmek istiyor diyecek.
—
[1] Sıddık Hasen hân vehhâbî 1307 [m. 1891] de Hindistânda öldü.