384

Eyyûb-i Sahtiyânî “rahime-hullahü teâlâ”,[1] bir arkadaşı ile çölde kalmışdı. Arkadaşının susuzlukdan dili sarkıyordu. Derdin mi var dedi. Susuzlukdan ölmek üzereyim dedi. Kimseye söylemezsen sana su bulayım dedi. Söylemem diye yemîn etdi. Ayağını yere vurunca, su belirdi, içdiler. Eyyûb ölünciye kadar arkadaşı bunu kimseye söylemedi.

Görülüyor ki, Allahü teâlâ, sevdiği kullarına kerâmetler ihsân etmekdedir. Velîler, kerâmetlerini saklarlar. Kimsenin duymasını istemezler.

Hâmid-i Tavîl diyor ki, Sâbit Benânîyi “rahime-hümallahü teâlâ” kabre koyup örterken bir tuğla düşdü. Sâbit Benânînin kabrde nemâz kıldığını gördük. Kızına sorduk. Babam elli sene hep gece nemâz kılar ve seher vaktleri düâ ederek, yâ Rabbî! Peygamberlerden başka kullarına kabrde nemâz kılmak nasîb etdin ise, bana da nasîb et derdi, dedi.

Habîb-i Acemîyi “rahime-hullahü teâlâ” Terviye günü Basrada, ertesi arefe günü Arafâtda görürlerdi. [Habîb-i Acemî, Hasen-i Basrînin talebesidir. 120 [m. 737] de vefât etdi.]

Fudayl bin İyâd “rahime-hullahü teâlâ”[2] diyor ki, gözleri kör biri, Abdüllah bin Mubârek “rahime-hullahü teâlâ” hazretlerine gelip, gözlerinin açılması için düâ etmesini istedi. Abdüllah, uzun düâ etdi. Gözleri hemen açıldı. Gözleri açılmış görenler çok idi. [Abdüllah bin Mubârek, İmâm-ı a’zamın “rahmetullahi aleyhimâ” talebesidir. 181 [m. 797] de vefât etdi.]

(Şevâhid-ün-nübüvve) kitâbından aldığımız yukarıda yazılı, Eshâb-ı kirâmın ve Tâbi’înin “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” kerâmetleri mezhebsizlerin yalan söylediklerini ortaya koymakdadır. Eshâb ve Tâbi’în hiç kerâmet göstermediler diyerek, müslimânları aldatmak istiyorlar. [(Şevâhid-ün-nübüvve) kitâbını Nûrüddîn Câmî “rahmetullahi aleyh” yazmış, 898 [m. 1492] de, Hirâtda vefât etmişdir. 1417 [m. 1996] de, İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır.]

Ehî-zâde Abdülhalîm 1013 [m. 1604] de vefât etmişdir. (Riyâdüssâdât fî-isbât-il-kerâmât)kitâbında, Evliyânın vefâtdan sonra da kerâmetleri olduğunu isbât etmekdedir.

19 – Kitâbın üçyüzüncü sahîfesinde, (Kerâmet, Allahü teâlânın müttekî olan mü’minlere ihsân etdiği bir şeydir. Düâ veyâ ibâdet edince ihsân eder. Velînin dileği ve gücü ile olmaz. Ben Velîyim, gaybleri bilirim diye ortaya çıkanlar, Velî değildir, şeytândırlar) diyor.

[1] Eyyûb-i Sahtiyânî 131 [m. 748] de Basrada vefât etdi.

[2] Fudayl 187 [m. 803] de Mekkede vefât etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.