384

İmâm-ı Abdülvehhâb-ı Şa’rânî “rahmetullahi aleyh” şâfi’î mezhebinde olduğunu bildirdiği hâlde, insâf ile, İmâm-ı a’zamı şöyle tanıtmakdadır: (Ona hiç kimse dilini uzatmamalıdır. Çünki O, dört imâmın en büyüğü, mezhebin ilk kurucusu, senedleri Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” en yakın olanı, Eshâb-ı kirâmın ve Tâbi’înin yaşayışlarını en çok göreni idi. Her sözü Kitâba ve Sünnete dayanmakdadır. Kendi re’yi, düşüncesi ile hiç birşey söylememişdir). İmâm-ı Şa’rânî gibi büyük bir âlimin (Rabbânî âlim) dediği ve kendi re’yi ile hiçbir şey söylememişdir dediği bir yüce imâm için ve talebeleri için, birkaç hadîs âliminin(Eshâb-ı re’y) demeleri çok haksız bir isnâddır. Böyle söyliyenleri Allahü teâlâ afv buyursun. [İmâm-ı a’zam, 150 [m. 767] de Bağdâdda, Abdülvehhâb-ı Şa’rânî, 973 [m. 1565] de Mısrda vefât etmişlerdir “rahime-hümallahü teâlâ”.]

Şâfi’î mezhebindeki büyük âlimlerden ibni Hacer-i Mekkî İmâm-ı a’zamı tanıtmak için “rahime-hümallahü teâlâ” ayrı bir kitâb yazmışdır. Kitâbının ismi (Hayrât-ül-hisân fî-menâkıb-in Nu’mân)dır. [Ahmed Tahâvî Hanefînin (Ukûd-ül-Mercân fî-menâkıb-ı Ebî Hanîfet-in-Nu’mân) kitâbı da meşhûrdur. Tahâvî, 321 [m. 933] de vefât etdi.] Hanefî âlimlerinden ibni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ”, (Redd-ül-muhtâr) kitâbının önsözünde diyor ki, İmâm-ı a’zamın, büyüklüğünün şâhidi, mezhebinin en çok yayılmış olmasıdır. Diğer mezheb imâmları, Onun bütün sözlerini sened olarak almışlardır. Mezhebinin âlimleri, Onun zemânından, bu zemâna kadar, her yerde Onun sözleri ile fetvâ verdiler. Evliyâdan çoğu, Onun mezhebine göre çalışarak kemâle geldiler. Anadolu, Balkan müslimânları, Hind, Sind ve Mâverâ’ünnehr [ya’nî Türkistân], yalnız Onun mezhebini bilirler. Abbâsî devleti, her ne kadar, cedlerinin mezhebinde idi ise de, kâdîlarının, hâkimlerinin, âlimlerinin çoğu hanefî mezhebinde idi. Beşyüz seneye yakın bu mezhebe göre amel etdiler. Bu devletin yerine kurulmuş olan Selçûkî ve sonra Harezmî melikleri ve büyük Osmânlı devleti hep hanefî idi.

Büyük âlim Muhammed Tâhir sıddîkî hanefî, 981 [m. 1573] de vefât etdi. (Mecma’ul-bihâr fî-garâib-it-tenzîl ve letâ’if-il-ahbâr) kitâbında diyor ki, (İmâm-ı a’zamdan Allahü teâlânın râzı olduğuna alâmet, mezhebinin her yere yayılmasını kolaylaşdırmasıdır. Bu işde bir sırr-ı ilâhî olmasaydı, yeryüzündeki müslimânların çoğu Onun mezhebinde olmazdı).

İmâm-ı Rabbânî müceddid-i elf-i sânî Ahmed Fârûkî “kaddesallahü sirrehul’azîz”(Mektûbât) ismindeki fârisî kitâbının ikinci cildinin ellibeşinci mektûbunda buyuruyor ki, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe, Îsâ aleyhisselâma benzemekdedir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.