O çalgı ona geri gelir. Der ki, (Allahü teâlâ, aramızda hükm edinceye kadar, ben senin arkadaşınım. O vakte kadar ayrılamam). Böylece dünyâda alkollü içki içenler, serhoş olarak haşr olunur. Başları, kolları, bacakları açık olarak sokağa çıkan kadınlar, kızlar, buralarından kanlar, irinler akarak haşr olunur. Zurnacı zurna çalarak haşr olunur. Her kimse, böyle Allahü teâlânın yolundan ayrılırsa, o hâl üzere haşr olunur.
Sahîh olan hadîs-i şerîfde rivâyet olundu ki: (Şerâb içen kimse, ateşden şerâb kabı boynuna asılmış ve kadehi elinde olarak yeryüzündeki leşlerin hepsinden dahâ fenâ kokduğu ve yeryüzündeki eşyânın hepsi ona la’net etdiği hâlde haşr olunur).
Zulm edilerek ölenler, zulm olundukları üzre haşr olunurlar. Sahîh olan hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: (Allah yolunda öldürülüp, şehîd olanlar, kıyâmet gününde, yaralarının kanı akarak gelirler. Rengi kan ve kokusu misk kokusu gibi olur. Huzûr-ı Mevlâya haşr oluncaya kadar, bu hâl üzre bulunurlar.)
Bu zemânda melekler, onları, fırka fırka, cemâ’at cemâ’at sevk ederler. Herbirinin altında, kendilerine zulm edenler bulunarak haşr olunurlar. İnsan, cin ve şeytân ve yırtıcı hayvanlar ve kuşlar, bir yerde toplanırlar. O zemân yeryüzü düz beyâz, gümüş gibi düz olur.
Melekler, yeryüzündeki bütün cânlıların etrâfında bir halka olmuşlardır. Yeryüzünde bulunanlardan on katdan ziyâdedir.
Bundan sonra, Allahü teâlâ, ikinci kat gök meleklerine emr eder ki, birinci kat gök meleklerini ve mahlûkâtı çevirirler. Bunlar da, hepsinin yirmi mislinden ziyâdedir.
Sonra, üçüncü kat melekleri nâzil olup, hepsinin etrâfını bir halka olarak çevirirler. Bunlar da hepsinin otuz mislinden ziyâdedir.
Sonra dördüncü kat melekleri, hepsinin etrâfını bir halka olarak çevirirler. Bunlar da hepsinin kırk mislinden ziyâdedir.
Sonra, beşinci kat göğün melekleri nâzil olup, bir halka olarak çevirirler. Bunlar da hepsinin elli mislinden ziyâdedir.
Dahâ sonra, altıncı kat gök melekleri nâzil olup, hepsinin etrâfını bir halka olarak çevirirler. Bunlar da hepsinin altmış mislinden ziyâdedirler.